Konya’nın yarım asırdır hayali olan şu hızlı treni Konya’ya getirenlerden, getirmeye vesile olanlardan Allah razı olsun. Ancak küçük bir endişemiz var. Bir iş nasıl başlarsa öyle gider. Cuma günü iki misafirimi 19.30 hızlı treni ile Ankara’ya uğurlayacaktım. Dışarıda hava sıcaklığı -7 derece idi. Malum okulların da tatil olması ve hafta sonu akşamına rast gelmesi ile bizim muhteşem rüyamız olan yüksek hızlı trene olan ilgi garı mahşer yerine döndürmüştü.
Ama bu kadar insanı içine alacak olan gar binamız öylesine küçük ve yetersiz kalıyordu ki insanlar omuz omuza birbirlerinin üzerlerine utanç verici bir görüntü oluşmuştu.
Hadi bu soğuk 365 günün olsa olsa 90 günü böyle soğuk olur deyip bunu kafamızdan atmaya çalışırken, saat 19.30 olmuştu ama bizim trenin kalkması bir yana, tren daha Ankara’dan bile gelmemişti.
Allah’tan hafta başındaki o kar ve don yoktu. Ama bizim tren de ortalarda yoktu. Buna rağmen görevliler son derece pratik ve örnek bir çalışma ile ortada görünmeyen tren için bekleşen yolcuları tek tek önce bilet kontrolünden ardından da güvenlik bandından geçirerek o soğukta açık havada peronlara almaya başladılar. O anı bir görecektiniz. -7 derecede kontrolden geçmiş treni bekleyen bir kuyruk bu tarafta ise kuyrukta yüzlerce kişi.
Tekrar ediyorum. Görevlilerin ve personelin duyarlılığı görev bilinci içerisinde izdiham kavga gürültü patırdı olmadan çoluk çocuk kadın kız ve yaşlılar da buz tutmuş şekilde 19.30 yerine saat 19.52’de hareket edebiliyordu.
Tekrar tekrar ifade ediyorum. Hızlı tren hayalimizi gerçeğe dönüştüren başta Başbakanımız Sayın Erdoğan olmak üzere yüksek hızlı treni Konya’ya getirenlerden Allah bin kere razı olsun.
Endişemiz şu. Bu güzellik daha yolun başındaki bu tür aksaklıklar yüzünden yarın katmerleşerek kambur olabilir işte bu korkuyorum. Ata binip uzağa gitmenin bir anlamı yok. Önümüzde bir havaalanı gerçeği var. Uçak Türkiye’de 80 ile iner ne hikmetse buraya inemez. İnersede kalkamaz. Öyle değil mi?.
Kaynak :
Uğur Özteke
İlk yorum yapan olun