Bağdat Demiryolu Hattı Alman Projesi miydi?

Osmanlı Devletinde ilk demiryolları Rumeli’de İngiliz Fransız şirketlerine verilen bazı imtiyazlar ile gerçekleştirilmişti. Ancak daha sonra devlet adamları Anadolu’da yapılacak olan hatların devlet hazinesi ile yapılmasını kararlaştırdılar. Bunun ilk denemesi Haydarpaşa İzmit arasında yapılan hat oldu. Bu tecrübe ile demiryolu yapmanın pahalı bir iş olduğu ve devletin o günkü imkanları ile yeni hatların yapılamayacağı anlaşıldı. İşte bu tarihlerde 1880 yılında II.Abdülhamit’in vezirlerinden Nafia Nazırı Hasan Fehmi Paşa sadrazamlığa sunduğu raporda; demiryolu inşası için yabancı şirketlere imtiyaz vermenin bir sakıncasının olmadığı, alınacak bazı tedbirler ile faydalarının artırılacağı ifade ediyordu.

Demiryolu, vilayetleri eyaletleri birbirine bağlayacak en önemli ulaşım aracıydı. Yapılan ilk demiryolları geçtiği şehirlerin kasabaların kalkınmasına önemli kakı sağlamışı. İlk tecrübelerin olumlu etkilerinin görülmesi devlet adamlarını daha büyük demiryolu projelerine sevk etti. Bunlardan biri de İstanbul’dan Bağdat’a kadar uzanan bir demiryolu projesiydi. Bu demiryolu hattı Anadolu ile Irak’ı birbirine bağlayacaktı. Proje hem ülke ekonomisine katkı sağlayacak hem de bölgedeki asayişin sağlanmasına büyük katkı sağlayacaktı.

İstanbul Bağdat arasında yapılacak olan hat için iki farklı yol güzergahı düşünüldü.Birincisi İzmir -Afyonkarahisar – Eskişehir – Ankara – Sivas – Malatya – Diyarbakır – Musul’dan geçip Bağdat’a ulaşacak diğeri ise İzmir – Eskişehir – Kütahya – Af­yon – Konya – Adana – Halep – Anbarlı’dan Fı­rat nehrinin sağ yakasını takip ederek Bağdat’a ulaşacaktı. Birinci yol pahalıydı ve askeri bakımdan sakıncalı görülmekteydi. İkinci yol ise hem ucuz hem de sınırlara uzak kalacağından dolaylı askeri yönden daha az sakıncalıydı.

Anadolu ile Bağdat’ı oradan da Basra’yı birbirine bağlamak gibi siyasi bir hedefi olan aynı zamanda bölge ticaretinin geliştirecek olan bu projeye Avrupa devletleri büyük ilgi duydular. Bu proje üzerinden siyasi mücadeleler yaşandı. İngiliz, Fransız, Rus ve Alman şirketleri bu proje için birbirleri ile rekabet etti. Padişah II. Abdülhamit ise İngiltere ve Fransa’nın devleti parçalamaya yönelik bir politika izlediklerinden yola çıkarak bu projeyi bu devletlerin şirketlerine vermeyi düşünmüyordu. Ruslar ise zaten Anadolu’dan uzak tutulmalıydı.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*