Osmanlı'nın çılgın projeleri hayat buluyor

Tarih araştırmacısı Turan Şahin, bugün hayatı daha yaşanabilir kılan onlarca projenin menşesinin Osmanlı olduğunu belirterek, ”O dost sesin” söylediklerine kulan veren bugünün yöneticilerinin fikri alt yapıları tamamlanan projeleri bir bir hayata geçirdiklerini belirtti.
Tarih araştırmacısı Turan Şahin imzasıyla Yitik Hazine Yayınları tarafından yayımlanan ”Osmanlı’nın Çılgın Projeleri” adlı kitapta, boğazda yapılacak tüp geçitten, Haliç ve Boğaz’a inşa edilecek köprülere, Marmara’yı Karadeniz’e bağlayacak kanaldan, çeşitli zaferlerin anısını yaşatacak abidelere kadar pek çok eser, Osmanlı belgelerine dayanılarak ve görsel bir zenginlik eşliğinde sunuldu.
Turan Şahin’in, kitapta yer alan değerlendirme yazısında, tarihin geçmişten hareketle geleceğe dair ip uçları yakalamak maksadıyla öğrenilmesinin önemine işaret ederek, kitapta yer alan projelere bakıldığı zaman bugün hayatı daha yaşanabilir kılan onlarca projenin menşesinin Osmanlı olduğunun görüleceğini kaydetti. Şahin, ”O dost sesin” söylediklerine kulan veren bugünün yöneticilerinin fikri alt yapıları tamamlanan projeleri bir bir hayata geçirdiklerine dikkati çekti.
Osmanlı kaynaklarında daha onlarca projenin bulunduğunu belirten Şahin, şu önerilerde bulundu:
”Bugün bu ülkenin yarını hakkında karar mevkisinde olanların ilk işleri, bu projeleri bulundukları tozlu raflardan indirtmek olmalıdır. Şüphesiz, kazancımız büyük olacaktır. Böylece bölgenin ihtiyaçlarına göre yıllar önce tasarlanan bu projeler, fikri ve ön hazırlık aşamaları yinelenmeden, sadece günümüz ihtiyaçlarına göre gelişen teknolojilerin de imkanları kullanılarak yürürlüğe konulabilecektir. Ortalama 100 yıl önceki Osmanlı projelerini bugün uygulamaya koyuyor olmamız, yeni fikirler üretemediğimiz anlamına da gelmez. Aksine bu projelerin bugün uygulanabiliyor olması, yeniden büyük rüyaların görüldüğü ülke olacağımıza işarettir.”
Kitapta yer verilen Osmanlı’nın yüzyıllar sonra olsa da gerçekleşen veya gerçekleşmesi için adım atılan ”çılgın” projeleri şöyle:
– ”S. Prerault’un Cisr-i Enbubi Projesi (Deniz altı çelik tünel)”: Sirkeci ve Haydarpaşa’daki garları birleştirmeyi amaçlayan ilk teklif, 3 Ağustos 1860 tarihinde Prerault’tan geldi. Projenin varlığı Cahit Kayra’nın İstanbul’un Eski Haritaları adlı eserinde 1990 yılında duyuruldu. Projenin sanıldığı gibi Sultan Abdülaziz döneminin değil, Sultan Abdülhamid döneminin eseri olduğu proje eskizinin Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivleri’nde bulunmasıyla kesinlik kazandı. Hükümet, teknik eksiklikler gördüğü projeyi uygulanabilir olmaktan uzak buldu. Proje, 2004 yılında inşasına başlanan Marmaray’ın devreye girmesiyle hayat bulacak.
– Leonardo da Vinci’nin ”Haliç Köprüsü Projesi”: Vinci, 1503 yılında Haliç üzerinden Pera’yı İstanbul’a bağlayan bir köprü projesi geliştirdi. Projeyi ısmarlayan 2. Beyazıd, projenin boyutlarından telaşa kapıldı ve köprü hayata geçmedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Vinci’nin Haliç köprüsü projesini hayata geçirmek için çalışıyor.
– ”Kabataş-Taksim Füniküler Hattı Projesi”: Osman Hamdi Bey, 1895 yılının Şubat ayında hükümetle projesini paylaştı. Projede, Kabataş’tan Taksim’e buharlı makine ile çalışacak dar hatlı füniküler teklif edildi. Kabataş-Taksim Füniküleri, 111 yıl sonra, 2006 yılında çalışmaya başladı.
– ”Ferdinand Arnodin’in Cisr-i Hamidi ve Çevre Yolu Projesi”: Boğaz’a köprü inşa edilmesi için ilk ciddi girişim Ferdinand Arnodin’den geldi. Arnodin, 1900 yılının Mart ayında çevre yolu güzergah ve köprülerin çizimini padişaha arz etti. Projenin amacı, Avrupa ile Asya arasında demiryolu bağlantısı sağlamaktı. Projede, yaya ve araç trafiğinin de düzenlenmesi öngörülüyordu. Rumeli ve Kandilli arasına yapılması öngörülen Hamidiye Köprüsü’nden geçecek demiryolu, Bakırköy ve Bostancı istasyonlarını birleştirecekti. İstanbul Boğazı’na ilk köprü, bu projeden 73 yıl sonra yapılabildi.
– ”Münif Paşa’nın Büyük Osmanlı Parkı Projesi”: Münif Paşa’nın düşüncesi ile Miniatürk paralel olmakla birlikte farklılıklar içeriyor. Münif Paşa, kültürel mirasın bir Osmanlı haritası üzerine doğru yerlere yerleştirilmesini önererek, coğrafya ve yapı arasında bağı koparmamayı düşündü. Türkiye ve Osmanlı coğrafyasından seçilmiş eserlerin 1/25 ölçekli maketlerinin yer aldığı Miniatürk, 2002 yılında açıldı.
Kanalistanbul ile örtüşüyor
– İstanbul Boğazı’na alternatif olarak düşünülen ve yeni bir boğaz açmayı hedefleyen ”Haliç-Karadeniz Kanal Projesi”: 1850’lerde hazırlanan ve Karadeniz’i Kağıthane Deresi aracılığıyla Haliç’e bağlama fikrinin temelinde, Kağıthane’de kurulması planlanan büyük sanayi tesisleri vardı. Boğaz trafiğinin bir bölümü de yapılması düşünülen kanala kaydırılacaktı. Karadeniz-Marmara bağlantısının asıl limanı olma özelliği taşıyan Kağıthane, projenin merkez noktasıydı. Proje, yaklaşık 31 kilometreye varan bir kanal yapımını öngörüyordu. Benzer amaçla yaklaşık 350 yıl önce de Kanuni Sultan Süleyman döneminde bir başka proje, Piyale Paşa’nın eliyle hayata geçirilmişti. Bu projenin de hedefi, Haliç’te var olan yoğunluğun başka merkezlere kaydırılmasıydı.
Yazar Turan Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim döneminde ”Çılgın Proje” olarak lanse ettiği ”Kanalistanbul” projesinin bu projeyle örtüştüğünü belirtti.
Rusya, 383 yıl sonra hayata geçirdi
– ”Don-Volga Kanal Projesi”: Rusya, 383 yıl sonra Osmanlı mühendislerinin belirledikleri noktanın 16 kilometre aşağısına, 5 bin tonluk gemilerin seyredebileceği boyutlarda yer yer yapay göller oluşturarak, 45 kilometre uzunluğundaki kanalı inşa etti.
– ”Kosova- Köstence (Tuna-Karadeniz) Aziziye Kanalı Projesi”: Romanya 120 yıl sonra, 1950’lerde projeyi hayata geçirdi.
– ”Kızıldeniz Akdeniz (Süveyş) Kanalı Projesi”: İlk adımları 1568 yılında atılan proje, Sultan Abdülaziz’in 19 Mart 1866 tarihli fermanıyla hayata geçirildi. Böylece ilk Osmanlı kanal projesi hayata geçmiş oldu.
– ”Layihalar Irmak Projeleri ve GAP”: Sultan 2. Abdülhamid döneminin devlet adamlarından Hasan Fehmi Paşa’nın önerdiği Güneydoğu Anadolu Sulama Projesi, 100 yıl sonra yaşam buldu.
– ”Ölü Deniz (Lut Gölü) – Akdeniz Kanal Projesi”: Kızıldeniz ile Akdeniz’i birleştirmeyi amaçlayan ve Süveyş Kanalı’na alternatif olarak düşünülen projenin ön hazırlıkları başladı.
– İzmir Milli Kütüphanesi Müdürü ve idare azalarının bir savaş sonrası Dahiliye Nezareti’ne sundukları ”Numune Köyler” projesi, 63 yıl sonra dönemin Başbakanı merhum Bülent Ecevit tarafından uygulayama koyuldu. Günümüzde ise benzer şekilde Köydes projesi yürütülüyor.
”Çılgın” kalan projeler
Çoğu ilk kez yayımlanan 41 projenin yer aldığı kitapta yer alan projelerden bazıları şöyle:
– Antoine Bouvard’ın At Meydanı (Hipodrom) Projesi: Projeye göre, At Meydanı batısındaki 16. yüzyıl yapısı İbrahim Paşa Sarayı da yıkılacak yerine polis müdürlüğü yapılacaktı. Bu dev bina, At Meydanı’nı boydan boya kaplayacak, E harfi biçiminde, yaklaşık 480 metre uzunluğunda olacak, ölçek ve plan itibarıyla Bonvard’ın Paris’teki şaheseri Sanayi Sarayı’na benzeyecekti. Binanın batıya bakan, At Meydanı’na paralel, kuzey-güney ekseninde yeni açılacak bir caddeye nazır bahçeler planlanmıştı.
– Antoine Bouvard’ın ”Beyazıt Meydanı” projesi: At Meydanı projesinde şehrin tarihi dokusunu korumaya amaçlayan Bouvard, Beyazıt Meydanı tasarısında farklı bir yaklaşım benimsemiş ve kente gerçek bir şehir merkezi önerisi sunmuştu.
– Bouvard’ın ”Yeni Camisi Meydanı Projesi”: Bouvard, sahilleri açmayı ve Yeni Cami’nin önünde geniş bir meydan oluşturmayı önermişti.
– Antoine Bouvard’ın ”Galata Köprüsü Projesi”: Eski köprünün mimari açıdan fazla iddialı olmayan tasarımına karşın, Bouvard’ın projesi herhangi bir batılı seyyahın kolaylıkla modern mimarinin en seçkin örneği olarak görebileceği bir yapı öneriyordu. Çizimindeki Haliç, gerçek Haliç’ten daha geniş ve köprüsü de bu sebeple daha uzun görünüyordu. Bouvard, üzerindeki heykelleri ve aydınlatma elemanlarıyla tasarladığı köprüyü iki büyük kule ile sonlandırmış ve meydan girişlerine abideleştirmişti.
– New York’taki Özgürlük Heykeli’nden önce düşünülen ”Asya’dan doğan ışık” ya da ”Özgürlük Heykeli Projesi”
– ”Deniz suyundan içilebilir su elde etme projesi”: Proje, Osmanlı egemenliğinde bulunan Ortadoğu ülkelerinin temiz su ihtiyacını gidermeyi hedefliyordu.
– Sarkis Balyan’ın ”Heybeliada-Büyükada Köprüsü Projesi”: İki ada arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak için adalı müteahhit olan Sarkis Balyan, Dolmabahçe Sarayı’nın yapımı sırasında Sultan Abdülaziz’e bu probleme dair bir teklif sundu. Teklif 1200 metre boyunda bir asma köprüydü. Projeye göre asma köprü, 5,5 metre genişliğinde inşa edilecek, köprüden 1 kuruş geçiş parası alınacaktı. Günde 300 kişinin geçeceği köprü 50 yılda kendini amorti edecekti.
– ”Gemi taşımacılığına Mahsus Demiryolu Projesi”: Osmanlı Arşivleri’nin tozlu raflarında sadece eki bulunan bir proje. Proje, her neviden gemiyi kurulacak bir düzenekle ray üzerine oturtarak, ikinci bir limana taşımayı hedefliyordu. Özellikle demiryolu hattına paralel 3 bin ayak uzunluğunda, limanda farklı işlevleri olan yan yana iki havuz inşa edilmelidir. Ayrıca limanla havuz arasında büyük kapılar olmalıdır. İşlem ilk havuza giren geminin omurgasına makine marifetiyle nakil teknesinin bildirilmesiyle başlayacaktır. Bu halde geminin omurgası nakil teknesine raptedilmiş, gemi karnının istinatgahları tekneye dayatılmış olacaktır. İşlem yine makine marifetiyle derin suda nakil teknesi üzerine otura geminin sahile birbirinden beşer adım arayla 12 demir çubuktan ibaret olan demiryolu üzerine çekilmesiyle sonlanacaktır.
– Şehremaneti Fen Heyeti Müdürü Aurique’nin ”Galata-Süleymaniye Asma Köprü Projesi”: Tasarlanan köprünün, Haliç’e kıyısı olmayan iki semti, Süleymaniye ve Galata’yı birbirine bağlaması öngörülüyordu.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*