Marmaray Hakkında Herşey

halkali gebze marmaray haritasi duraklar ve entegre hatlar
halkali gebze marmaray haritasi duraklar ve entegre hatlar

29 Ekim’de açılışı yapılan Marmaray hakkında çok şey söylendi ve hâlâ söyleniyor. Lütfen bildiklerinizi kenara bırakın ve Marmaray’ı bir tartın. İstanbul için tam istenen şey değil mi, raylı taşımacılık? 4 dakikada diğer kıtaya geçiyorsunuz. İstanbul’da ikamet ediniz etmeyiniz önemli bir faydası olacağını kabul etmek gerekir. Metrobüs, tıklım tıklım bildiğiniz basit otobüs hattı, otobüsler bildiğiniz mazot yakıyor, tek özelliği kendisine ayrılmış bir hattı var o kadar. İlk kullanıma girdiğinde kötü bir çözüm olarak görülüyordu. Ancak İstanbul’un ulaşımı o kadar fenaydı ki, Metrobüs bile iyi bir çözüm oluverdi.
İstanbul’un içinden koca bir Boğaz geçiyor. Başka önemli şehirlerde su kanalının etrafına konuşlanmışlardır. Londra, Thames’in etrafında, Paris’te, Seine vardır, Roma’da, Tiber, Moskova Moskovski ve hatta Budapeşte’yi, Budin ve Peşte diye ayıran Tuna Nehri. İstanbul’u, İstanbul yapan ise Boğaz’ının diğer şehirlerdeki gibi basit köprülerle geçmenin mümkün olmamasıdır. Öyle ihtişamlı geçer ki iki kıta arasından ve öyle ayırır ki, tekne turu bile yapmanıza gerek yok, kıyısında bir çay içmek kadar mutlu edici az şehir unsuru vardır. Boğaz’ın başka bir fonksiyonu daha vardır. Önemli bir gemi ulaşım yoludur ve güzeldir. Türkiye’nin hakkı yok ama olsa ve bir hafta kapatıyoruz desek… Bu güzel ve özel Boğaz, İstanbul’u ikiye böler ve bu yüzden üzerinde yaşamayı zorlaştırır. Bilindiği üzere gerçek antik İstanbul, Avrupa yakasındadır. Fakat öbür tarafta basit yerleşimlerden öte Anadolu yani

Türkiye’yi oluşturan büyük kara parçası bulunur.

90’ların başında, FSM Köprüsü daha “yeni” bir alternatifken, Boğaziçi Köprüsü’nde gelmiş geçmiş en büyük tamirat yapıldığında otobüslerden mecburen Bağlarbaşı’nda iner, dakikalarca köprünün ayağına kadar yürür. Orada boş olan otobüslerden birine binerdik. Köprü olmasaydı ne olurdu konusuna pek fazla girmeyelim. Şimdi var ve onsuz yapamıyoruz. Metrobüs’süz bile olmuyor. Her Zincirlikuyu aktarmasında bu kadar baştan savma ve kötü çözülmüş bir durak yapısı olabilir mi, diye içimizden geçiriyoruz. Marmaray da ileride vazgeçilmez olacak. Büyük bir yatırım ve oldukça iyi bir çözüm. Fakat yapımında, sunumunda bazı sıkıntılar olduğunu da unutmamak lazım. Marmaray’a bir ulaşım projesi gözüyle bakmak yerine olayı futbol takımını desteklemek gibi fanatikçe karşılayanları da anlayamıyoruz. Marmaray’ı övenler çok abartıyorlar, yerenler de fena… “Asrın liderinden, asrın projesi” ve “Londra ve Pekin bağlandı sayesinde” diye lanse etmek alçakgönüllülüğün üstünde bir durum. Londra-Pekin bağlantısı derken, bunu ortaya koyan kimselerin, Rusya’nın raylı taşımacılıkta buharlı lokomotif çıktığından beri ne kadar takıntılı olduğunu bilmediğinin göstergesi. Yeren taraf ne diyor: “Bizim vergilerimizle yapıldı.” Bu proje öncelikle kendi borcunu kendi ödeyecek (umuyoruz), ayrıca tabii ki vatandaşın vergisi ile yapılacak ki, karşıya geçerken araba kullanmayın, akaryakıt harcamayın. Daha az vergi verin daha az dışarıya bağımlı olun. Bir diğer iddia: “Büyük tehlike, 15 cm sapma var”. Batırma tünellerin altında sıvılaşma olduğu bilinen bir gerçek. Yani proje başlamadan önce biliniyordu. Şimdi bu bilgiyi açılışa on gün kala pişirip ortaya koymak şaşırtıcı. Belirli değerlerin kabuller altında kalması durumunda işe devam edilir. Hatta sinyalizasyon ve test aşamalarının savsaklandığı iddia edildi. Tekzip edildi. Buna rağmen önyargılı kamuoyu, sosyal medyada “Ben binmem”, “İçine su dolacak”, “Depremde içindekiler ölecek” demeye başladılar. Çok üzücüdür; facia olsun diye dua edenleri bile gördük. Bir de 29 Ekim’de yetişmedi diye açılmasa neler denirdi bir de onu düşünün. Sonuca gelirsek, projenin hazmedilmesinde sorunlar yaşıyoruz. Sebeplerden ilk akla gelen “Hızlı tren hattımız zaten var” diye çok eskimiş teknolojiye gereğinden fazla yüklenerek 40’tan fazla kişinin ölümüne sebep olmak. Kabul edin ki, emir-komuta zincirindeki bu garip ve sorumsuz halin benzeri, bu projede de cereyan eder mi diye korktuk. Hâlâ da korkuyoruz.

TCDD’nin sırf bu konudaki kötü sabıkası, en duyarlı olanları bile şüpheye düşürüyor. TMMOB, sanki bir siyasi partiymiş gibi projeyi kötülemeye kalktı. Teknik açıdan yetersizlik söz konusu ise defalarca denetleme istemeliydi. Mühendisler ve odaların mühendisleri yerinde inceleme yapmalıydı. Basın toplantısında projeyi incelemek istedik, inceletmediler demedi. Şimdi inceleseler keşke. Marmaray desteklenmeli. Tercih edilmeli. Eğer çok sıkı bir muhalifseniz dahi 3. köprünün gereksiz bir çevre katliamı olduğunu göstermek için bunu yapmalısınız. Marmaray’dan sonra lastik tekerlekli araçlar için tüp projesinin gereksizliğini de göz önüne sermeliyiz. Marmaray, araçlı tünel geçişten, köprüden ve deniz ulaşımından güvenli ve hızlıdır.

Kısacası bağcıyı sevmiyorsunuz diye üzümü kötülememek gerekir. Gereken şey Marmaray gibi nispeten temiz, ulaşımı rahatlatacak çözümlere gerektiği değeri vermektir. Çılgın proje Kanal İstanbul projesi gibi faciayla sonlanacak bir işe kalkışılmamasını, boğaza tüplü araç geçişi yapılmamasını sağlamak için çaba sarf etmek gerekir. Türkiye Cumhuriyeti’nin 90. yaş günü kutlamasında hediye böyle bir şey olmalıydı. Hediyenin -çoğu kimsenin de anlamadığı- teknik kısımlarını öne sürüp karalamak hoş değil. İktidar eğer hak etmediği şekilde bu işi sahipleniyor ve garip yaklaşımlarla oy potansiyeline göz kırpıyorsa, bilin ki “Marmara Adası’na Ay denetleme istasyonu kuracağız” diyerek de aynı etkiyi yaratırdı.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*