Büyük Kentlerde Ulaşım Çalıştayı Sonuç Bildirgesi Yayınlandı

Büyük Kentlerde Ulaşım Çalıştayı Sonuç Bildirgesi Yayınlandı :Yapılan ulaşım planlarının, herkes için bağlayıcı olması, planların rafta kalmaması ve uygulanmak için yapılmasının önemli olduğu bildirildi.

Malatya merkezli olan ve Malatya, Elazığ, Bingöl ve Tunceli illerinin bağlı bulunduğu Fırat Kalkınma Ajansı (FKA) Kalkınma Kurulu, Teknik Altyapı ve Çevre Komisyonu Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonunda “Büyüyen Kentlerde Ulaşım” temalı bir çalıştay gerçekleştirildi.

Çalıştaya uzman katılımcı olarak ulaşım alanının ülkemizdeki önemli uzmanlarından Erhan Öncü davet edildi. TRB1 bölgesinden ilgili bütün kişi ve kurumların katılımıyla gerçekleştirilen ve FKA Kurul Başkanı Prof. Dr. İbrahim Gezer tarafından yönetilen çalıştayda; Yerleşimler ve Ulaşım İhtiyacı, Kentlerin Ulaşım Sorunları, Çağdaş Ulaşım Politikaları, Ulaşım Planlama Süreçleri, Yeni Büyükşehir Yasasının Getirdikleri ve TRB1 Bölgesindeki Ulaşım Sorunları müzakere edildi.

Yaklaşık üç saat süren çalıştayın sonuç bildirgesi şöyle açıklandı:
“Kentlerde günlük yaşam ve ekonomik faaliyetler sırasında ortaya çıkan hareketlilik, motorlu taşıt kullanımını artırmaktadır. Şehirlerde çevreden merkeze doğru konut yoğunluğu artarken yol genişliğinin azalması kent içi trafik sorununu daha da ağırlaştırmaktadır.

Bu durumda trafik sorununu çözmek isteyen kentsel yönetimler toplu taşım araçlarına yönelmekte ve tek yönde 7 bin yolcu/saat için tramvay, 10 bin yolcu/saat için hafif raylı sistemler, 15 bin ve yukarısı için ise metro gündeme gelmektedir.

Bazı şehirler ise şehir merkezine girişi paralı hale getirmekte ya da bisikletle ulaşım gibi alternatifleri gündeme almaktadır. Başta Avrupa olmak üzere dünyadaki bazı ülke ve şehirlerde bisikletle ulaşım yüzde 50’leri bulmaktadır.

Malatya, Elazığ, Tunceli ve Bingöl gibi TRB1 illeri de dâhil birçok şehrimizde yolların yüzde 40-50’si araçlar tarafından otopark olarak kullanılmaktadır. Bu durumun yaşandığı illerde trafikten şikâyet etmek anlamsız hale gelmektedir, zira var olan yolu yanlış kullanıyorsunuz demektir. Yapılması gereken yeterli düzeyde otopark yaparak yollara araba parkının önlenmesidir.

Ülkemizde şehirlerimiz zaman zaman öncelikle düşünülmesi gereken, daha ucuz ve daha kolay tedbirlere başvurmak yerine daha pahalı ve yeterince üzerinde düşünülmemiş projelere yönelmekte, bu ise kaynak israfına, verimsizliğe ve çevre sorunlarına yol açmaktadır.

Raylı sistem taşımacılığı ülkemizde hızla yaygınlaşmaktadır. Bununla birlikte Ankara ve İstanbul metroları da dâhil bu sistemler hedeflenen verimliliğin ve kapasitenin çok altında çalıştırılmaktadır. Örneğin Ankara ve İstanbul metroları saatte 50-60 bin yolcu için planlanmasına rağmen 10-15 bin kapasite ile çalışmaktadır.

Bu yüzden TRB1 Bölgesi gibi nüfusu 1 milyonun altında olan kentlerin ulaşım sorunlarının çözümünde yüksek yatırım ve işletme maliyeti gerektiren sistemler yerine otobüslerin ayrılmış şeritlerde ilerlediği metrobüs sistemine öncelik verilmelidir. Zira otobüsler için şerit tahsisi uygulamasıyla 4 kat fazla yolcu taşınabilmektedir.

Türkiye’deki metroların çoğu saatte yaklaşık 10 bin yolcu kapasite ile çalışmaktadır. Oysa dünyada, raylı sistemler kadar yolcu taşıyan (saatte 48 bin yolcuya kadar) ve raylı sistemlere nazaran çok daha ucuz olan (5 kat daha ucuz) metrobüs (lastik tekerli otobüs) sistemleri mevcuttur. Bu sonuç, dünyada birçok şehrin metrobüs maliyetiyle metro kadar yolcu taşırken Türkiye’de ise metro maliyetiyle normal otobüsler kadar yolcu taşıdığımız anlamına gelmektedir. Bu uygulama fizibil değildir.

Birçok şehrimizde vatandaşlarımız hem raylı sistem talep etmekte hem de bunun yanı sıra raylı sistemle paralel çalışan otobüs ya da minibüs de talep etmektedir. Oysa otobüs ve minibüslerin raylı sisteme paralel değil dikey yönde çalışması ve onu beslemeleri gerekir. Bu anlamda raylı sistem demek “aktarma” demektir. Bu sistemlerin paralel çalışması ve aynı yönde yolcu taşımaları halinde raylı sistemin rantabl çalışması mümkün değildir. Zira raylı sistem tarafından taşınması gereken yolcular diğer vasıtalar tarafından taşınıyor olacaktır. Birçok şehrimizde yaşanan ve uygulanan maalesef tam da budur. Bu sakıncalar dikkate alındığında gelecekte merkezi yönetimin, raylı sistem yatırımlarına izin vermeme eğilimine girmesi beklenebilir.

Sonuç olarak; kentlerimizin ulaşım sorunlarının daha etkin bir şekilde çözümü için tüm ulaşım türlerini kapsayacak bütünleşik bir sistem oluşturulmalı, ulaşım planlaması şehirle ilgili bütün planların bir unsuru olarak ele alınmalı, planlar planlama ehliyetine sahip uzman kişiler tarafından ve katılımcı bir yaklaşımla hazırlanmalıdır. Bunun yanı sıra yapılan planlar herkes için bağlayıcı olmalı, rafta kalmamalı ve uygulanmak için yapılmalıdır.”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*