Üçyol-Üçkuyular metro hattında sinyalizasyon problemi

Üçyol-Üçkuyular metro hattında sinyalizasyon problemi  :İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin eski Raylı Sistem Daire Başkanı Hanefi Caner, metronun Üçyol-Üçkuyular hattında tüneldeki hatalardan başka sinyalizasyonda da problem bulunduğunu söyledi

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde 11 yıl kızakta bekletilen eski Raylı Sistem Daire Başkanı Hanefi Caner, metronun Üçyol-Uçkuyular hattına ilişkin Egeli Sabah’a yaptığı çarpıcı açıklamalara bir yenisini ekledi. Günde ortalama 300 bin kişinin kullandığı, toplam uzunluğu 5.5 kilometreyi bulan tünelde tren trafiğini düzenleyen sinyalizasyon sisteminin problemli olduğunu iddia eden Caner; “İhale dosyası hazırlanırken belediye bürokratları büyük hata yaptı. Hat üzerindeki sinyalizasyon işleri için dünyaca ünlü Siemens 22.5 milyon dolar, Üçyol-Bornova hattının sinyalizasyon işlerini yapan İsveç firması 18 milyon euro bedel biçti. Belediye bürokratları ise tüneldeki sinyalizasyon işleri için ihale şartnamesine 15 bin lira keşif bedeli koydu” diyerek, aradaki uçuruma dikkat çekti.

SANKİ DÖRT YOL AĞZI
Hanefi Caner, normal koşullarda 22.5 milyon dolara mal olacak iş için ihale şartnamesinde keşif bedeli olarak bu günün parası ile 15 bin lira fiyat konulmasının aslında her şeyi açıkladığına vurgu yaparak, şöyle devam etti: “İhaleye giren firmalar, konusunda uzman, ehil firmalar olmadığı için şartnamedeki bu hatayı fark etmeyerek teklif verdiler. Bozoğlu, 22.5 milyon doları duyunca işi yarım bırakıp gitti. Bu tabloyu görünce ‘Metro güvenilir ya da çökmez. Metronun sağlamlığından endişem yok, fesatlık yapıyorlar, yanlış konuşuyorlar’ demenin saçmalığını düşünebiliyor musunuz? Öyle bir ekip ki sanki 15 bin liraya dört yol ağzına trafik lambası koyuyormuş gibi keşif bedeli belirliyor. Sinyalizasyondaki problem nedeniyle tren setlerini istasyonlardaki güvenlik görevlileri telsizlerle idare ediyor. “Üçyol-Üçyuyular hattının o süreçte 90 milyon liraya Bayındır İnşaat’a ihale edildiğini hatırlatan Caner, çarpıcı açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bayındır işi yapamayınca daha önce 90 milyon liraya ihale edilen iş bu sefer 136 milyon liraya Bozoğlu’na verildi.

5 LİRAYA MERCEDES!
Üstelik, Bayındır, sözleşme fesih edilmeden önce bir miktar iş yapıp öyle gitmişti. Bozoğlu, işin elektromekanik kısmını hiç bilmeyen bir firma. İhale dosyasında 450 keşif kalemi var. İhaleye katılacak firmalara 1 hafta süre tanındı. Firmalar da metro konusunda deneyimsiz oldukları, işi bilmedikleri için keşif kalemlerini doğru düzgün inceleyemeden komik teklifler verdiler. İşin içine girince de neye uğradıklarını şaşırdılar. Deneyim sahibi bir firma olsa, daha ihale dosyasını incelerken yapılan hatayı fark eder sinyalizasyon işinin 15 bin liralık değil, 20-25 milyon dolarlık maliyeti olduğunu görür, itiraz ederdi. Bu iş aynen Mercedes marka otomobile 5 lira fiyat yazmaya benziyor. 5 liraya Mercedes olur mu? Bu ihaleye ne Alarko, ne Yapı Merkezi ne de İtalyan Astaldi girdi. Teklif dahi vermediler. Adamlar ihaleye girecek, şartname ile ilgili belediyeye soru soruyorlar. Belediye sorulan sorulara cevap bile veremedi. İhale açıyorsun, adamları davet ediyorsun, ‘gelin ihaleye teklif verin’ diyorsun. Ama belediye olarak adamların sordukları soruya bile cevap vermiyorsun. Çünkü belediyede, sorulara cevap verecek teknik yeterliliğe sahip bürokrat yok. Bu kadar berbat bir süreç…

CAHİLCE TEDBİRLER
Dediğim gibi çöktü, çatlamalar oldu. Metro inşaatı dünyanın en zor işlerinden biridir. Çünkü yaptığınız tünel hangi tünel olursa olsun bunlar yüzlerce yıl hatta binlerce yıl kalacak tünellerdir. Bunlar kalıcı, büyük inşaatlar. Gördünüz inşaat sırasında bir sürü çökme oldu. Alınan tedbirler son derece cahilce ve yanlıştı.” Caner, Egeli Sabah’a yaptığı açıklamada metro inşaatında gabariyi tutturmak için tünellerin tıraşlandığını, binanın kolonlarını inceltmeye benzeyen bu işlemin güvenlik açısından ciddi risk oluşturduğunu söylemişti.

ÇİNLİLERE YAPTIRACAKLAR
Hattın yolculu seferlere açılmış olmasına rağmen Üçyol-Üçkuyular arasında sinyalizasyon probleminin halen daha çözülemediğini iddia eden Caner; “Sinyalizasyondaki problem nedeniyle tren setlerini istasyonlardaki güvenlik görevlileri telsizlerle idare ediyor. Sinyalizasyon sistemini önümüzdeki süreçte belki tamamen değiştirecekler. Aldığımız duyumlara göre sinyalizasyonu Çinlilere yeniden yaptıracaklar. Vagonları da oradan aldılar, Bir yana bizim aldığımız vagonları diğer tarafa ise Çin’den gelen vagonları koyun. Bu vagonlar onlarca yıl kullanılacak. Bugün Çin’in rekabet gücünü, sattığı ürünlerin ucuzluğunu herkes biliyor. Ama fiyatla birlikte tabii ki kalite de ona göre değişiyor”diye konuştu.

2 Comments

  1. Öncelikle İzmir B.-B. Bu hizmeti için müteşekkiriz. Ama burada konu o değil.
    Bu tartışmadaki her iddia doğru demek değildir, aynı şekilde yanlış ta! Ancak RAYHABER’de bu konudaki bir habere yazdığım bir yorumum da, nelerin yapılabileceğini kısaca belirtmiştim. Ör.: karşı BBİLİRKİŞİ raporu, hem de işin deneyimli gerçek tünel uzmanı şirketlerinden, yani Avusturya, İsviçre, Alman, kuzey İtalyanlardan. Böylelikle hem iç huzuru ve güven içerisinde bu sisteme binip, yolculuk yapabiliriz, hem de bu cadı kazanına bir dur, tamam denebilir, hem de gerekli mi, gereksiz mi bilemediğimiz tartışma sona erer. Çünkü her köşede bolca bulunan “bilgili ilgisiz ve ilgili bilgisizler” konuşuyor. Teknikte asla böyle şeyler olmaz, olamaz, olmamalı.
    Hemen savunma pozisyonu alarak, refleksel bir içgüdü ile lütfen İtiraz etmeyelim. Bakınız geçen hafta bir İstanbul-Ankara seferini yapan YHT, bir amca ve eşi Eeskişehirde inmeyi unuttu diye durdu, 20km de geriye Eskişehire geri gidip, yolcu bıraktı, tekrar Ankara yönüne yola devam etti. Bu olay, davranış, iş… akla zarar, bu işin felsefesine kökten aykırı şeydir. Tam bir şarki rezalettir. İŞTE aslında BİLGİ VE GÖRGÜ SEVİYEMİZ henüz BU KADAR.

  2. Sinyalizasyon; olmasında fayda çok. Ancak işin ille de olmazsa, olmazı da değil. Özellikle henüz bu düşük yoğunlukta… Yazılanlara ana neden genelde mer’i ihale kanunun ve sakat sistemin ve diğer etkenlerin doğal sonucu. Soran, soruşturan yok, yeterince ilgili bilgili de yok. Aksini iddia edenlere; her şeyiyle, sonuç ortada. Bakınız Dünyadaki en yoğun YHT trafiği Japonyada ve inme/binme süresi, trenin istasyonda bekleme süresinin kısalığında Dünya şampiyonu da gene Japonlar. Bunun ilk bakışta akıl hayal almaz nedeni de aslında çok basit, ÇÜNKÜ Shinkansen rushouer dene ana yoğun saatlerde istasyona sinyalizasyonsuz, sadece istasyon görevlisi ve makinist becerisiyle girer, durur + aşırı disiplinli yolcularını boşaltır, yenileri yükler + gene insan kontrolünde hareket eder. Bu sistemin hızına hiç bir sinyalizasyonla ulaşamazsınız. Ancak insan kaynaklı kaza olasılığını da, ancak ve ancak aşırı disiplinli sistem rutinleri oluşturarak düşürebilirsiniz.
    Yani bu sistem bize göre değildir! En basit karşı örneği: bizde koyun sürüsü gibi kapı önüne yığılıp, itiş kakış inilmeden binme davranış özründe görebilirsiniz. İzmir yepyeni, yani alışkanlıkların henüz oluşmadığı bir ulaşım sisteminde, tarihsel bir fırsatı, yani buraya özgü bir sistem oluşturup bunu otutmayı beceriksiz ve düşüncesizce kaçırmıştır. Bu bir bilgi, görgü, görenek, beceri, deneyim… eksikliği kaynaklıdır. Bunun lamı cimi yok. Kritiğin politik yanı ise, hiç yok. Politik yanlı kullanılması ise, apayrı bir ayıp, seviyesizlik, şarkilik örneği.
    Daha önümüzde yiyecek fırınlar dolusu ekmeğin olduğu tartışmasız.

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*