Dev Projeler Demir Ağlarla Birleşecek

Marmaray
Marmaray

Üçüncü Köprü, 3. Havalimanı ve Marmaray projeleri 62 kilometrelik demiryoluyla birbirine bağlanacak. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın Köseköy Halkalı arasında kuracağı 152 kilometrelik yüksek hızlı trenin, 3 dev projeyi kapsayan 62 kilometrelik kısmının proje çalışmaları TCDD tarafından başlatıldı.

TCDD, yaklaşık 62 kilometrelik 3. Köprü – 3. Havalimanı Halkalı Demiryolu’nun projelerinin hazırlanması için ihale düzenleyecek. Yüksek hızlı trenlere uygun olarak yapılacak demiryolu sayesinde, üç dev proje birbirine bağlanmış olacak.

Proje çalışmasının 1,5 yıl sürmesi bekleniyor. Çalışma kapsamında zemin etütleri, kamulaştırma planları hazırlanacak. Üçüncü havalimanına raylı sistemle ulaşma imkanı sunan projeye göre, yüksek hızlı tren üçüncü köprüden çıktıktan sonra Avrupa Yakası’nda 700 metrelik bir tünele girecek. Çevre yolundan farklı olarak kendi rotasında devam edecek olan tren, üçüncü havalimanına uğrayacak. Ardından da Odayeri, Şamlar üzerinden Başakşehir’e dönerek Halkalı’ya gidecek. Demiryolu, Halkalı’da, banliyö hatları iyileştirmesi devam eden Marmaray projesine bağlanacak.

Marmaray Projesinin Tarihçesi

İstanbul Boğazından geçmesi öngörülen ilk demiryolu tüneli, 1860 yılında taslak halinde hazırlanmıştır. Şekilde, sütunlar üzerinde duran ve denizde yüzer tip bir tünel ve önerilen en-kesitler gösterilmiştir.

İstanbul Boğazının altından geçecek bir demiryolu tüneli ile ilgili düşünce, ilk olarak 1860 yılında ortaya atılmıştır. Fakat Boğazın altından geçirilmesi planlanan tünelin Boğazın en derin bölümlerinden geçeceği yerlerde, eski teknikler kullanılarak, tünelin deniz dibinin üzerinde veya altında inşa edilmesi mümkün olmayacaktı; ve bu nedenle bu tünel, tasarım kapsamında deniz dibi üzerine inşa edilen sütunların üzerine yerleştirilen bir tünel olarak planlanmıştı.

Bu tür fikirler ve düşünceler, izleyen 20-30 yıllık dönem içerisinde daha ileri düzeyde değerlendirildi ve 1902 yılında benzer bir tasarım geliştirildi; bu tasarımda da İstanbul Boğazının altından geçen bir demiryolu tüneli öngörülmüştür; fakat bu tasarımda, deniz dibi üzerine yerleştirilen bir tünelden bahsedilmiştir. O zamandan bu yana, çok farklı fikir ve düşünceler denenmiş ve yeni teknolojiler, tasarıma daha çok özgürlük kazandırmıştır.

Marmaray Projesi çerçevesinde, İstanbul Boğazının geçilmesinde kullanılacak olan teknik (batırma tüp tünel tekniği) 19. yüzyılın sonlarından itibaren geliştirilmiştir. İnşa edilen ilk batırma tüp tünel, 1894 yılında kanalizasyon amaçları için Kuzey Amerika’da inşa edilmiştir. Trafik amaçları için bu teknik kullanılarak yapılan ilk tüneller de Birleşik Devletlerde inşa edilmiştir. Bunlardan ilki, 1906-1910 yıllarında inşa edilen Michigan Merkezi Demiryolları tünelidir. Avrupa’da, bu tekniği ilk uygulayan ülke Hollanda olmuştur; ve Rotterdam’da inşa edilen Maas Tüneli 1942 yılında hizmete açılmıştır. Asya’da bu tekniği ilk uygulayan ülke Japonya olmuştur ve Osaka’da inşa edilen iki tüplü karayolu tüneli (Aji Nehri Tüneli) 1944 yılında hizmete açılmıştır. Buna karşılık bu tünellerin sayısı, 1950li yıllarda sağlam ve etkisi kanıtlanmış bir endüstriyel teknik geliştirilene kadar sınırlı düzeyde kalmıştır; bu tekniğin geliştirilmesinden sonra ise birçok ülkede geniş ölçekli projelerin yapımına başlanabilmiştir.

İstanbul’da doğu ile batı arasında uzanan ve İstanbul Boğazının altından geçen bir demiryolu toplu ulaşım bağlantısının inşa edilmesine yönelik istek, 1980li yılların başlarında giderek artmış ve bunun sonucunda 1987 yılında ilk geniş kapsamlı fizibilite etüdü gerçekleştirilmiş ve raporlanmıştır. Bu çalışma sonucunda, bu tür bir bağlantının teknik olarak uygulanabilir ve maliyet açısından verimli olduğu belirlenmiş ve bugün projede gördüğümüz güzergah, bir dizi güzergah arasından en iyisi olarak seçilmiştir.

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*