Estergon Kuşatması Kaç Gün Sürdü? Kuşatma Nasıl Sonuçlandı?

estergon kusatmasi kac gun surdu kusatma nasil sonuclandi
estergon kusatmasi kac gun surdu kusatma nasil sonuclandi

Estergon Kuşatması, Avusturya Arşidüklüğü’nün elindeki Estergon’un Osmanlı İmparatorluğu tarafından, 25 Temmuz ile 8 Ağustos 1543 tarihleri arasında kuşatılması. Yaklaşık iki hafta süren kuşatma sonrasında şehir Osmanlı egemenliğine girdi.

Habsburg Hanedanı’na bağlı Avusturya Arşidüklüğü’nün kontrolündeki Estergon, Padişah I. Süleyman’ın önderliğindeki Osmanlı kuvvetleri tarafından 1529 Eylül’ünde ele geçirilmişti. Ordunun İstanbul’a dönmesinin ardından Süleyman’a gönderdiği elçi aracılığıyla Macaristan Krallığı’nın kendisine verilmesini isteyen Avusturya Arşidükü Ferdinand, bu talebinin reddedilmesi üzerine birkaç yerleşim yerinin yanında Estergon’u da topraklarına kattı. Bu gelişmeler sonrasında Macaristan üzerine bir kez daha sefere çıkan Süleyman liderliğindeki Osmanlı ordusu bazı yerleri ele geçirse de Estergon Avusturya’nın elinde kaldı. Haziran 1533’te imzalanan İstanbul Antlaşması ile birlikte Avusturya’nın Macaristan üzerindeki hak iddiası sona erse de, Süleyman’ın atadığı Macaristan Kralı I. János’un Temmuz 1540’ta ölmesinden yaklaşık üç ay sonra Ferdinand Budin’i kuşattı. Şehir Avusturya güçleri tarafından ele geçirilse de başında Süleyman’ın bulunduğu Osmanlı güçleri 1541 Ağustos’unda şehri geri aldı. Süleyman’ın İstanbul’a dönmesinin ardından Ferdinand’ın bir kez daha Macaristan topraklarına saldırması sebebiyle bölgeye bir sefer daha düzenlenme kararı alındı.

Aralık 1542’de Edirne’ye hareket eden Süleyman, kışı burada geçirmesinin ardından 1543 Nisan’ında Macaristan seferine çıktı. Valpo (günümüzdeki adı Valpovo), Szászvár, Anyavár (günümüzdeki adı Sióagárd), Máré, Peçuy (günümüzdeki adı Pécs) ve Siklós’un Osmanlı güçleri tarafından ele geçirilmesinin ardından 26 Temmuz 1543 tarihinde Estergon kuşatıldı. 8 Ağustos günü iç kalenin Osmanlı kuvvetleri tarafından alınmasıyla kuşatma sona erdi. Sonrasında İstolni Belgrad’ın da Osmanlı egemenliğine girmesinin ardından sefer sonlandırıldı ve ordu 16 Kasım 1543’te İstanbul’a döndü.

Estergon Kuşatması Arka plan

1525 yılının Aralık ayında Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’a gelen Fransa elçisi Jean Frangipani, 24 Şubat 1525’teki Pavia Muharebesi sonrası Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’na esir düşen Fransa Kralı I. François için, kralın annesi Louise de Savoie’un ricası üzerine Osmanlı Padişahı I. Süleyman’dan yardım istedi.[4] Yazdığı mektupla yardım sözü veren Süleyman, iki devlet arasında anlaşma sağlanıp François serbest bırakılsa da Macaristan üzerine sefer gerçekleştirme kararı aldı. Macaristan üzerine önce Sadrazam İbrahim Paşa gönderildi, 23 Nisan 1526’da ise Süleyman’ın önderliğindeki ordu Macaristan’a hareket etti. Macaristan Kralı II. Lajos’un liderliğindeki ordu ile 29 Ağustos 1526 günü yapılan muharebeyi Osmanlı ordusu kazanırken; Lajos ise muharebeden kaçan bazı askerlerle birlikte bataklıkta boğularak hayatını kaybetti. Kazanılan bu muharebe sonrasında Macaristan Krallığı Osmanlı İmparatorluğu’na bağlandı ve başına Süleyman tarafından Erdel Voyvodası János Zápolya getirildi. Ancak Kutsal Roma Cermen İmparatoru V. Karl’ın kardeşi Avusturya Arşidükü Ferdinand, János’un krallığını tanımayarak kendini Macaristan kralı ilan etmiş; János’un kuvvetlerini yenilgiye uğratmasının ardından 20 Ağustos 1527 günü Budin’e girmiş ve Osmanlı İmparatorluğu’na vergi ödemesi karşılığında kendisinin Macaristan kralı olarak tanınmasını istemişti. Bunu reddeden Süleyman 10 Mayıs 1529’da yeni bir sefere çıktı ve 3 Eylül 1529’da kuşattığı Budin’in 7 Eylül’de teslim olmasıyla yönetimini tekrar János’a verdi. 22 Eylül’de Estergon’u almayı başaran Osmanlı ordusu, 23 Eylül 1529’da Avusturya topraklarına girmesinin ardından 27 Eylül günü Viyana’yı kuşatsa da 16 Ekim günü kuşatma kaldırıldı ve 16 Aralık 1529’da ordu İstanbul’a döndü.

Viyana kuşatmasının ardından Ferdinand tarafından gönderilen ve Macaristan Krallığı’nın kendisine verilmesi gerektiğini bildiren ikinci elçi Süleyman’dan ret cevabı aldı. Bunun üzerine Estergon, Vişegrad ve Vaç şehirlerini Osmanlı’dan alan Ferdinand’ın 1530 Ekim’i ile Aralık’ı arasında gerçekleştirdiği Budin kuşatması başarısızlıkla sonuçlandı. Yaşanan gelişmeler sebebiyle Süleyman ve İbrahim Paşa’nın önderliğindeki ordu, 25 Nisan 1532’de İstanbul’dan ayrıldı. Seferde bazı yerler Osmanlı tarafından ele geçirilmişti. Süleyman’ın gerçekleştirdiği Alman Seferi, 21 Kasım 1532’de İstanbul’a dönülmesiyle sona erdi. Birkaç ay sonra, 22 Haziran 1533 tarihinde Avusturya Arşidüklüğü ile Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalanan İstanbul Antlaşması ile birlikte Macaristan’ın batısındaki küçük bir bölgenin kendisine kaldığı Ferdinand Macaristan üzerindeki hak iddiasını sonlandırırken, János’un Macaristan hükümdarlığını tanıdı ve Osmanlı İmparatorluğu’na yıllık 30.000 altın vergi vermeyi kabul etti.

János’un 22 Temmuz 1540’ta ölmesinin ardından eşi Izabela Jagiellonka, János’un ölümünden birkaç gün önce doğan oğlu János Zsigmond Zápolya adına Macaristan’ın başına geçmek için Süleyman’dan onay aldı.  Yaşananları duyan Ferdinand, Ekim 1540’ta bir kez daha Budin’i kuşatsa da şehirdeki Macar kuvvetlerine karşı üstünlük sağlayamadı. Ertesi yıl, Ferdinand’a bağlı bir ordu Budin üzerine hareket etti. 3 Mayıs 1541 tarihinde şehre gelen ordu, 4 Mayıs günü şehri kuşattı. Önce Rumeli Beylerbeyi Divane Hüsrev Paşa, ardından ise üçüncü vezir Sokollu Mehmed Paşa komutasındaki kuvvetleri Budin’e gönderen Süleyman, 23 Haziran 1541’de orduyla birlikte sefere çıktı. Öncü Osmanlı kuvvetleri 10 Temmuz 1541 günü Budin’e geldi. Esas ordunun geldiğini öğrenen Ferdinand’ın kuvvetleri 21 Ağustos günü kuşatmayı sonlandırarak geri çekilmeye başladı.  Ordunun 27 Kasım 1541’de İstanbul’a dönmesiyle sefer sona erdi. 1542’de Ferdinand’ın tekrar Budin ve Peşte’yi kuşatması üzerine Süleyman, Macaristan üzerine bir kez daha sefere çıkma kararı aldı.

Sefer Hazırlıkları ve Sefer

Sefere çıkma kararı almasının ardından Süleyman, 2 Eylül 1542’de Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa’yı Rumeli’ye, Yeniçeri Ağası Ali Ağa’yı ise Edirne’ye göndererek sırasıyla Rumeli ve Anadolu eyaletleri ile kendilerine bağlı sancak beylerinin sefere hazırlanması emrini verdi. Önce Varadin’e, buradan da Segedin’e geçen Ahmed Paşa, sancak beylerinin sefere hazırlanmasını sağladı. Hüdavendigâr Sancak Beyi Hacı Ali Bey’in komutasında olan, Karadeniz’den Tuna yoluyla Budin’e mühimmat ve erzak taşıması için görevlendirilen 371 parçadan oluşan deniz kuvvetleri yola çıktı. Sefer sırasında devletin doğu sınırlarının da güvende olması amacıyla Karaman Beylerbeyi Pîrî Paşa Şam Beylerbeyi, eski Karaman Beylerbeyi Hüsam Paşa ise yeniden Karaman Beylerbeyi olarak atandı ve kendilerine asker toplayarak sınırı korumaları yönünde emir verildi. Osmanlı kuvvetlerinin güzergâhı üzerinde bulunan Sava ve Drava nehirlerinin üzerinde kurulması gereken köprülerin inşası için Silistre, Niğbolu, Vidin, Semendire ve İzvornik sancak beyleri görevlendirildi. İstanbul’daki hazırlıkları tamamlanmasının ardından Süleyman, 17 Aralık 1542 günü Edirne’ye hareket etti. Kışı burada geçirmesinin ardından, oğlu Bayezid ile birlikte 23 Nisan 1543’te Sofya’ya doğru yola çıktı. 4 Haziran’da Belgrad’a varan Süleyman’ın önderliğindeki kuvvetler, daha önceden buraya gelmiş olan Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa ve Anadolu Beylerbeyi İbrahim Paşa komutasındaki kuvvetlerle birleşti.

Sefere katılan kuvvetlerin büyük kısmını Anadolu, Rumeli ve Budin eyaletlerine bağlı eyalet askerleri ile devletin merkezindeki kapıkulu askerleri oluşturmaktaydı. Tuna üzerindeki gemilerde yer alan askerler ve bölgedeki bazı kalelerde bulunan askerler de sefer sırasında orduda yer aldı. Sefere katılan toplam asker sayısı kaynaklara göre değişiklik göstermektedir. Ruznamçe defterinde maaş verilen 15.077, in’am dağıtılan 13.950 askerî personel olduğu yazmaktadır. Maaşların dağıtımı Siklós’ta gerçekleştirilmiş olduğundan 15.077 asker Siklós’ta bulunulduğu sıradaki asker sayısını, in’am dağıtımları ise seferin son durağı olan İstolni Belgrad’da gerçekleştirildiğinden 13.950 sayısı buradaki asker sayısını ifade etmektedir.

22 Haziran’da Valpo’nun (günümüzdeki adı Valpovo) ele geçirilmesinin ardından padişah buradayken Szászvár, Anyavár (günümüzdeki adı Sióagárd) ve Máré kaleleri teslim olmak için haber gönderdi. 28 Haziran’da Valpo’dan ayrılan Osmanlı kuvvetlerine 29 Haziran’da Peçuy Kalesi’nin de teslim olduğu bildirildi. 6 Temmuz’da Siklós da Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katıldı. 12 Temmuz günü Siklós’tan ayrılan Osmanlı kuvvetleri, 21 Temmuz günü Budin’e ulaştı.

Kuşatma

25 Temmuz günü yapılan teslim çağrısının kabul edilmemesi üzerine 26 Temmuz günü Estergon, Tuna üzerindeki gemilerde bulunan topların ateşlenmesinin yanı sıra kuzeyden Üçüncü Vezir Mehmed Paşa’nın kuvvetleri, güneyden ise Yeniçeri Ağası Ali Bey, Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa ve Bosna Sancak Beyi Ulama Bey’in kuvvetleri tarafından kuşatıldı. Kalede, kaynaklara göre sayısı 1.300 ile 6.000 arasında değişiklik gösteren Alman, İspanyol, İtalyan ve Macar askerler bulunmaktaydı. İspanyolların başlarında Martín Lascano ve Francisco Salamanca, Almanların başında Tristan Vierthaler ve Michael Regensburger, İtalyanların başında ise Torielli ve Vitelli isimli komutanlar vardı. Kuşatmanın beşinci günü olan 31 Temmuz’da yapılan teslim çağrısı da kaledekiler tarafından reddedildi. 6 Ağustos günü surlarda açılan gediklerden içeriye Osmanlı kuvvetleri girerken, kaleyi savunanlar iç kaleye çekildi. Ertesi gün, 7 Ağustos günü ise iç kalenin Osmanlı güçleri tarafından alınmasıyla birlikte kuşatma sona erdi.

Kuşatma Sonrası

Fetih sonrasında şehrin bulunduğu bölge bir sancak hâline getirilerek Budin Eyaleti’ne bağlandı. 8 Ağustos günü kaleye giren Süleyman, kale içerisinde yer alan bazilikayı camiye çevirtti. Kaleye dizdar, kadı ve muhafızların tayin edilmesinin ardından seferin sonraki durağı olan İstolni Belgrad’a hareket edilmesi için hazırlıklara başlandı. 12 Ağustos günü Lehistan Kralı I. Zygmunt’un elçisi Süleyman’ın çadırına gelerek tebrik ve hediyelerini sundu. 15 Ağustos’ta Tata Kalesi’nden gelen komutanlar kalenin teslim olduğunu bildirdi. 16 Ağustos’ta Estergon’dan ayrılan Osmanlı kuvvetleri, 20 Ağustos’ta geldiği İstolni Belgrad’ı 22 Ağustos’ta kuşattı. 3 Eylül’de ise şehir Osmanlı güçleri tarafından ele geçirildi. Şehrin alınmasının ardından dönüş için hazırlıklara başlandı ve İstoni Belgrad’dan 16 Eylül’de yola çıkan Osmanlı kuvvetleri 21 Eylül’de Budin’e, oradan Varadin’e, Varadin’den ise Belgrad’a geldi. Ordu Belgrad’da iken Süleyman, Saruhan (günümüzdeki adı Manisa) Sancak Beyi olan oğlu Mehmed’in burada vefat ettiği haberini aldı. Cenazesinin İstanbul’a getirilmesini emreden Süleyman, 16 Kasım günü İstanbul’a ulaştı.

Ruznamçe defterine göre Siklós’ta iken 15.077 Osmanlı askeri varken, İstolni Belgrad’daki asker sayısı 13.950’ye düşmüştü. Aradaki 1.127 kişilik fark, Estergon ve İstolni Belgrad kuşatmaları sırasında hayatını kaybeden kişi sayısını göstermektedir. Kuşatma sırasında hayatını kaybedenler arasında Bolu Sancak Beyi Cündî Sinan Bey de bulunmaktaydı.

19 Haziran 1547’de Avusturya Arşidüklüğü ile Osmanlı İmparatorluğu arasında İstanbul Antlaşması imzalandı. Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nun da dahil edildiği anlaşmayla birlikte Ferdinand ve V. Karl Macaristan’ın Osmanlı İmparatorluğu kontrolünde olduğunu ve Habsburg Hanedanı’nın elinde bulundurduğu batı ve kuzey Macaristan için Osmanlı İmparatorluğu’na yıllık 30.000 altın florin vermeyi kabul etti.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*