Meryem Ana Evi Tarihi, Meryem Ana Mezarı Nerede?

meryem ana evi tarihi meryem ana mezari nerede
Fotoğraf: wikipedia

Meryem Ana Evi, Efes çevresinde yer alan Bülbüldağı’nda bulunan bir Katolik ve Müslüman mabet yeridir. Selçuk’a 7 km uzaklıktadır. Ev, 19. yüzyılda Katolik rahibesi olan Anne Catherine Emmerich (1774-1824)’in rapor edilmiş rüyalarını takiben keşfedilmiştir. Görümleri ölümünden sonra Clemens Brentano’nun kitabında toplanmıştır. Katolik Kilisesi evin gerçekten Meryem Ana’nın olup olmadığı hakkında bir yorum yapmamıştır, fakat ev keşfedildiğinden bugüne düzenli olarak hac ziyaretleri almaktadır. Anne Catherine Emmerich 3 Ekim 2004 tarihinde Papa II. İoannes Paulus tarafından kutsanmıştır.

Katolik hacılar İsa’nın annesi Meryem’in, Havari Yuhanna tarafından bu taş eve getirildiği ve cennete alınışına kadar (Katolik doktrinine göre Assumption, Ortodoks doktrinine göre Dormition) bu evde yaşadığına inanarak ziyaret etmektedirler.

Bu kutsal mekan çeşitli papaların ziyaretine ve Patriklik Kutsanmasına layık görülmüştür. İlk hac ziyareti 1896’da gelen Papa XIII. Leo tarafından yapılmıştır ve en son olarak 2006 yılında Papa XVI. Benedict tarafından ziyaret edilmiştir.

Meryem’in mezarının da Bülbüldağı’nda olduğu düşünülür.

Efes antik kentin üst kapısının yanından geçilerek çıkılan Meryem Ana ören yerinde, küçük bir Bizans kilisesi bulunmaktadır. Burada İsa’nın annesi Meryem’in yaşadığına ve öldüğüne inanılır. Hristiyanlar yanında Müslümanlarca da kutsal sayılır ve ziyaret edilir, hastalara şifa aranır, adaklar adanır.

Mekan

Mabet, büyük olmaktan ziyade mütevazı bir ibadet yeri olarak tanımlanabilir. İnşaat ve korunan taşları, o zamanlardan beri korunmuş diğer binalarla tutarlı olarak Havariler Çağı’na uzanır. Yalnızca küçük bahçe düzenlemeleri ve bina dışına ibadet için eklentiler yapılmıştır. Mabede girişte ziyaretçiler Kutsal Bakire Meryem’in merkezde öne çıkarıldığı bir heykelinin olduğu genişçe bir oda ve karşıda sunakla karşılaşırlar.

Sağ tarafta daha küçük bir oda bulunur. (Geleneksel olarak Bakire Meryem’in uyuduğu asıl oda olduğuna inanılır.) Gelenekte Bakire Meryem’in uyuduğu ve dinlendiği odada, binanın dışında bulunan çeşmeye çıkan akan bir suyun bulunduğu bir çeşit kanal olduğuna inanılır.

Dilek Duvarı

Mabedin dışında, gelen ziyaretçilerin kişisel niyetlerini kağıtla veya kumaşla bağladıkları bir çeşit dilek duvarı bulunur. Çevresinde çeşitli meyve ağaçları, çiçekler ve evin daha iyi gözlemlenebilmesi için mabedin dışında ek ışıklandırmalar bulunur. Ayrıca bazı ziyaretçilerin olağanüstü doğurganlık ve iyileştirme gücü oluğuna inandıkları bir çeşit çeşme ya da kuyu bulunmaktadır.

Mabet, büyük olmaktan ziyade mütevazı bir ibadet yeri olarak tanımlanabilir. İnşaat ve korunan taşları, o zamanlardan beri korunmuş diğer binalarla tutarlı olarak Havariler Çağı’na uzanır. Yalnızca küçük bahçe düzenlemeleri ve bina dışına ibadet için eklentiler yapılmıştır. Mabede girişte ziyaretçiler Kutsal Bakire Meryem’in merkezde öne çıkarıldığı bir heykelinin olduğu genişçe bir oda ve karşıda sunakla karşılaşırlar.

Sağ tarafta daha küçük bir oda bulunur. (Geleneksel olarak Bakire Meryem’in uyuduğu asıl oda olduğuna inanılır.) Gelenekte Bakire Meryem’in uyuduğu ve dinlendiği odada, binanın dışında bulunan çeşmeye çıkan akan bir suyun bulunduğu bir çeşit kanal olduğuna inanılır.

Dilek Duvarı

Mabedin dışında, gelen ziyaretçilerin kişisel niyetlerini kağıtla veya kumaşla bağladıkları bir çeşit dilek duvarı bulunur. Çevresinde çeşitli meyve ağaçları, çiçekler ve evin daha iyi gözlemlenebilmesi için mabedin dışında ek ışıklandırmalar bulunur. Ayrıca bazı ziyaretçilerin olağanüstü doğurganlık ve iyileştirme gücü oluğuna inandıkları bir çeşit çeşme ya da kuyu bulunmaktadır.

Almanya’da Açıklanması

19. yüzyılın başında, Almanya’da yatalak bir Agustunyan rahibe olan Anne Catherine Emmerich, İsa’nın yaşamının son günlerini ve annesi Meryem’in yaşamının detaylarını gördüğünü belirttiği bir dizi görü raporlar. Dülmen’in tarım topluluğunda bulunan Emmerich uzun bir süredir hastadır fakat Almanya’da mistik güçleri ile bilinir ve önemli insanlar tarafından ziyaret edilir.

Emmerich’in ziyaretçilerinden biri, yazar Clemens Brentano’dur. İlk ziyaretinden sonra Dülmen’de beş yıl boyunca Emmerich’i her gün ziyaret ederek gördüklerini yazıya döker. Emmerich’in ölümünden sonra, Brentano topladığı görümlere dayanarak bir kitap basar ve kendi ölümünden sonra da ikinci kitap yayımlanır.

Emmerich’in görümlerinden biri Havari Yuhanna’nı İsa’nın annesi Meryem için Efes’te yaptığı, Meryem’in ömrünün sonuna kadar yaşamını sürdürdüğü evin tasviriydi. Emmerich evin konumu ve çevresinin topografisi hakkında bir dizi detay vermiştir.

“ Meryem tam olarak Efes’te değil fakat yakınında bir yerde yaşıyordu… Meryem’in evi Kudüs’ten gelen yolda solda kalan bir tepede, Efes’ten üç buçuk saatlik bir uzaklıktaydı. Bu tepe Efes’ten yukarı dik bir şekilde eğimliydi, şehir güneydoğudan yaklaşan birine göre yükselen bir zemindeydi… Dar yol güneye doğru bir tepeye uzanır, bu tepenin zirvesinde yarım saatlik bir yolculukla çıkılabilecek yamuk bir plato bulunmaktaydı. ”

Emmerich evin detaylarını da tasvir etmiştir: dikdörtgen taşlardan yapıldığını, pencerelerin yüksekte, düz olan çatıya yakın yerleştirildiğini, iki parçadan oluştuğunu ve merkezde bir şöminenin yer aldığını belirtmiştir. Ayrıca kapıların yeri, bacanın şekli gibi detayları da tasvir etmiştir. Bu detayları içeren kitap 1852’de Münih, Almanya’da yayımlanmıştır.

Türkiye’de Keşfi

18 Ekim 1881’de Emmerich’le konuşmalarına dayanarak Brentano’nun yazdığı kitaptan yola çıkıp, Abbé Julien Gouyet isimli bir Fransız rahip Ege Denizi’ne bakan bir dağda küçük bir taş bina ve antik Efes kalıntılarını keşfetmiştir. Emmerich’in tarif ettiği Bakire Meryem’in son yıllarını geçirdiği evin bu olduğuna inanmıştır.

Abbé Gouyet’in keşfi çoğu insan tarafından ciddiye alınmadı, fakat on yıl sonra Rahibe Marie de Mandat-Grancey, DC’in ısrarıyla, iki Lazarist misyoner Peder Poulin ve Peder Jung, İzmir’de binayı aynı kaynağı kullanarak 29 Temmuz 1891’de tekrar keşfettiler. Dört duvarlı bu çatısız kalıntının, Efes’in ilk Hristiyanlarının torunları olan 17 km uzaktaki Şirince yerlileri tarafından uzun süredir saygı gösterildiğini öğrendiler. Eve Panaya Kapulu (“Bakireye giden kapı”) ismini vermişlerdi. Her yıl çoğu Hristiyan’ın Meryem’in yükselişini (Assumption/Dormition) kutladığı 15 Ağustos tarihinde buraya hac ziyareti yapılır.

Rahibe Marie de Mandat-Grancey Katolik Kilise tarafından Meryem’in Evi’nin kurucusu olarak seçildi ve öldüğü tarih olan 1915’e kadar evin kazandırılması, restore edilmesi, dağın çevresindeki alanın ve Meryem’in evinin korunmasından sorumlu olmuştur.[13] Keşif 12. yüzyıldan kalma bir gelenek olan “Efes geleneği”ni canlandırmış ve güçlendirmiştir. Bu gelenek daha eski olan “Kudüs geleneği” ile Kutsal Bakire’nin cennete alındığı yer konusunda rekabet içindeydi. Papa XIII. Leo’nun 1896’da ve Papa XXIII. İoannes’in 1961’deki eylemleri sebebiyle Katolik Kilise, Kudüs’teki Dormition Kilisesi’nden temel affı kaldırmış ve sonra Efes’teki Meryem’in evindeki hacılara tüm zamanlar için bağışlamıştır.

Arkeoloji

Yapının restore edilmiş kısmı, yapının orijinal kalıntılarından kırmızı boyalı bir çizgi ile ayırt edilmiştir. Meryem’in Efes’le olan ilişkisi sadece 12. yüzyılda meydana çıktığı için ve kilise babalarının evrensel geleneğinde Meryem’in Kudüs’te oturduğu, dolayısıyla cennete alınmasının da orada olduğu söylendiği için bazıları alan ile ilgili şüphelerini dile getirmiştir. Destekçileri inançlarını Meryem Ana’ya adanan ilk kilise olan Meryem Ana Kilisesi’nin 5. yüzyılda Efes’te bulunmasına dayandırmışlardır.

Roma Katolik Kilisesi’nin Tutumu

Roma Katolik Kilisesi yeterli bilimsel kanıt olmadığı için asla evin orijinalliğini telaffuz etmedi. Ancak, 1896’da Papa XIII. Leo’nun ilk hac ziyaretindeki kutsamasından bölgeye olumlu baktıkları anlaşılır. Papa XII. Pius, 1951’de Meryem’in yükselişi dogmasının tanımı üzerine evi Kutsal Yer statüsüne yükseltmiştir, daha sonra Papa XXIII. İoannes tarafından bu statü kalıcı yapılacaktır. Bölge Hristiyanlar kadar Müslümanlar tarafından da saygı görmekte ve ziyaret edilmektedir. Hacılar evin altında bulunan iyileştirme özelliği olduğuna inanılan kaynar sudan içerler.

Meryem’in cennete alınışını anmak amacıyla her yıl 15 Ağustos’ta burada bir dini ayin düzenlenir.

Papa’nın ziyaretleri

Papa VI. Paulus 26 Temmuz 1967’de, Papa II. İoannes Paulus 30 Kasım 1979’da ve Papa XVI. Benedictus 29 Kasım 2006’da Türkiye’ye yapmış olduğu dört günlük ziyaret sırasında kutsal evi ziyaret etmişlerdir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*