Justinianus Köprüsü Nerede? Justinianus Köprüsü Tarihi

justinianus koprusu nerede justinianus koprusu tarihi
justinianus koprusu nerede justinianus koprusu tarihi

Justinianus Köprüsü veya Sangarius Köprüsü (halk arasında: Beşköprü), Türkiye’de, Geç Roma Döneminden kalma, Sakarya nehri üzerinde bir taş köprüdür. Yapı Doğu Roma İmparatoru Justinianus (527–565) tarafından başkent Konstaninopolis ile imparatorluğun doğu vilayetleri arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak için inşa ettirildi. Neredeyse 430 m uzunluğundaki köprü, dev ölçüleri nedeniyle dönemin yazar ve şairlerin eserlerine konu olmuştu. Justinianus’un Boğaziçi yerine gemiyle Anadolu’dan geçebilmek için kanal projesi planladığı ve köprünün bu projenin bir parçası olduğu iddiası uzmanlar tarafından tartışılmaktadır. Köprü, 2018’de UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne eklendi.

Konumu ve tarihi

Justinianus köprüsü Anadolun’nun kuzey batısında, Adapazarı’na 5 kilometre, tarihi Bitinya bölgesinde yer almaktadır. Geç Roma dönemi tarihçici Prokopius’a göre, birbirlerine bağlanmış kayıklardan oluşan seyyar bir köprü yerine inşa edildi. Güçlü akıntı nedeniyle kayıklar sık sık kopup akıntıyla yok olunca Sakarya nehri üzerindeki ulaşım her seferinde kesiliyordu. İmparator Justinianus’un taştan bir köprü yaptırması, nehir geçişinin büyük stratejik önemi ile ilgili olduğu da tahmin ediliyor, zira Konstantinopolis’ten Justinianus’un sık sık savaştığı Sasani İmparatorluğu sınırına kadar uzayan antik bir krallık yolu buradan geçiyordu.

Justinianus köprüsünün yapım süresi farklı edebi kaynaklardan yararlanarak kesin bir şekilde tespit edilebilmiştir. Bunlara göre Justinianus Trakya’ya yaptığı bir inceleme yolculuğundan geri döndüğü 559 yılının sonbaharında köprü yapmına başlandı ve Sasani İmparatorluğu ile 562 yılında kabul edilen barış antlaşmasından sonra tamamlandı. Tarihçi Theofanis’e göre köprü yapımına Annus Mundi 6052 yılında başlanmış, buysa 559 ya da 560 yılına denk gelir. Yapının 562 yılında tamamlanmış olduğu, İmparator Justinianus’u ve eserlerini öven Paulus Silentiarius ve Agathias’a ait şiirlerden anlaşılabilir. Öte yandan köprü yapımı, antik edebiyat eserlerinin tarihlenmesi için ipucu sağlamıştır: Prokop, De Aedificiis adlı geç Roma dönemi mimarisi hakkındaki önemli eserinde köprünün hala yapım aşamasında olduğunu ifade ettiği için, bu eserini 560-561 yıllarında yayınladığı varsayılabilir – genellikle sanıldığından beş ya da altı yıl önce Geniş Sakarya nehrinin eski yatağı yaklaşık 3 kilometre kadar doğuya kaydığı için, yapı bugün Sapanca Gölü’nün (antik adı: Sophon) bir çıkışı olan, küçük Çark Deresi (antik adı: Melas) üzerindedir.

Yapısı

Justininanos köprüsü tamamen kireçtaşından yapılmıştır. Oldukça iyi korunmuş yapı iki ucundaki dayanaklarıyla birlikte 429 m’lik bir uzunluğa sahip olup 9,85 m’lik genişliği ve yaklaşık 10 m’lik yüksekliyle de görkemli ölçülere sahiptir. Yapının görkemi, her biri 23 ile 24,5 m arası genişlikteki kemerlerle vurgulanmaktadır. Köprü ayaklarının genişliği ise yaklaşık 6 m’dir. Nehrin ortasındaki beş kemer, biri 19,5 m, diğeri 20 m genişliğinde iki kemerle sonlanır; batı tarafındaki kemerlerinden bir tanesinin altından günümüzde Çark Deresi akmaktadır. Nehir yatağının dışında, sel bölgesinde, köprüyü selden korumak için ayrıca 3 ile 9 metre genişliğinde beş kemer dehlizi bulunur. Bunlardan ikisi batı kıyısında, üçü doğu kıyısındadır. Doğu kıyısındakiler tek hatlı bir demiryolu yapımı esnasında kısmen tahrip edilmiştir. Kıyı bölgesinden nehir yatağı üzerindeki yedi kemere geçişteki iki köprü ayağın her birinin kalınlığı yaklaşık 9,5 m’dir. Yedi büyük kemerin uç taşlarında eskiden muhtemelen Hıristiyanlığın sembolü olan haçlar vardı, ancak bunlardan sadece iki tanesi bugüne kadar korunabildi.

Nehir ayaklarının hepsine, akıntı yönünde sivri, akıntıya karşı yönde ise yuvarlatılmış cephelerle dalgakıran özelliği verilmiştir. Tek istisna, batı kıyısında bulunan, 9 m’lik genişliğiyle en geniş olan ayaktır. Bu ayağın her iki yöndeki cepheleri sivridir. Bu özellikleriyle bu köprü mimari itibarıyla bilinen diğer Roma dönemi köprülerinden belirgin ölçüde ayrılmaktadır, zira çoğunda her iki yönde sivri dalgakıranlar kullanılmıştır. 

Batı ucunda, 19. yüzyıla kadar, Roma köprülerinde yaygın olan ancak günümüzde yok olmuş olan bir zafer takı bulunmaktaydı. Doğu ucunda ise günümüzde de ayakta kalmayı başarmış olan ancak işlevi bilinmeyen bir apsis bulunur. Doğuya bakan bu yuvarlak yapının dini bir sunak olduğu tahmin ediliyor. Apsisin yüksekliği 11 m, genişliği ise 9 m’dir. Zafer takı ve apsis 1838 yılında Léon de Laborde tarafından çizildi. Laborde’un çizimi tamamen kesme taştan yapılmış, doğrudan köprüye açılan yuvarlak kemerli bir kapıyı gösterir. Bir diğer eskiz ise bu kapının ebatları hakkında bilgi verir: buna göre kapı 10,37 m yüksekliğinde ve 6,19 m genişliğindeydi; sütun kalınlıkları ise 4,35 m idi; Sütunlardan birinde dönemeçli bir merdiven bulunuyordu. 

Köprü, Agathias’a ait Yunanca bir nükteyi içeren yazıtla süslenmişti. Yazıt günümüze ulaşamamıştır ancak içeriği İmparator Konstantinos Porphyrogenetos’un yazmalarında korunmuştur: 

Καὶ σὺ μεθ’ Ἑσπερίην ὑψαύχενα καὶ μετὰ Μήδων ἔθνεα καὶ πᾶσαν βαρβαρικὴν ἀγέλην, Σαγγάριε, κρατερῇσι ῥοὰς ἁψῖσι πεδηθεὶς οὕτως ἐδουλώθης κοιρανικῇ παλάμῃ· ὁ πρὶν γὰρ σκαφέεσσιν ἀνέμβατος, ὁ πρὶν ἀτειρὴς κεῖσαι λαϊνέῃ σφιγκτὸς ἀλυκτοπέδῃ.
Şimdi, taşkın suları bu sütunların arasından geçen ey Sangarios; sen de artık bir hükümdarın eliyle onun kulu olmuş onun istediği gibi akıyorsun, tıpkı mağrur Hespera ve Med halkları ve tüm Barbar yığınlar gibi. Bir zamanlar gemilere baş kaldıran, bir zamanlar dindirilemeyen sen, şimdi geçit vermez taşların vurduğu prangaların arasındasın.

Antik kanal projesi 

Justinianus köprüsünün yapımı günümüzde bazı uzmanlar tarafından, sonuçta gerçekleştirilememiş olan ve İmparator Justinianus zamanında planlandığı varsayılan büyük bir kanal projesinin varlığına işaret olarak değerlendirilmektedir. Buna göre, bu projenin amacı, Boğaziçi’ni kullanmadan, Anadolu’dan geçen kanallarla Marmara Denizi’nin Karadenizi’ne bağlanmasıydı. Planlanan kanal yapımı hakkında en eski kayıtlar, İmparator Trajan ile Bitinya valisi Plinius arasında geçen yazışmalarda bulunmuştur. Bu yazışmalarda Plinius, Sakarya nehri yakınlarındaki Sapanca Gölü’nden Propontis’e bir bağlantının kazılmasını önermiştir.  Söz konusu proje, özellikle Plinius’un kısa süre sonra ölmesi nedeniyle hiçbir zaman gerçekleştirilmediği sanılıyor. 

Moore’a göre Justinianus Sakarya nehrinin Karadeniz’e akan kısmını batı yönde Sapanca Gölü’ne yönlendirmeyi planlamış ve bu şekilde Plinius’un projesini gerçekleştirmeyi düşünmüş. Yine Moore’a göre, Justinianus köprüsünün altından akan nehrin genişliği ile karşılaştırıldığında devasa sayılan boyutları ve diğer Roma köprülerinden farklı olarak köprü ayaklarının sivri taraflarının günümüzde akıntıya karşı bakıyor olması, bu tezi güçlendiren işaretlerdir. Whitby ise, Sakarya nehrinin söz konusu nehir yatağında gemi geçişi için uygun olmadığını ve aktıntıya karşı bakan sivri köprü ayaklarının başka köprülerde de bulunduğunu öne sürerek bu tezi kabul etmez. Froriep ise, yerel topoğrafik özelliklere göre akış yönünün değiştirilmesinin mümkün olabilecek olduğunu öne sürerek, böyle bir projenin olasılığı üzerinde durur. 

 

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*