İstanbul’da Yerin Altındaki Yaşam: Metro Çalışmaları

istanbulda yerin altindaki yasam metro calismalari
istanbulda yerin altindaki yasam metro calismalari

Her gün iki milyondan fazla İstanbullu, metro hatlarını kullanıyor. Metro, konforlu ve güvenli bir ulaşım imkânı
sunuyor; ancak bu yatırımlar uzun ve meşakkatli çalışmaların neticesinde ortaya çıkıyor. Metro işçileri, İş Kanunu hükümleri gereği 7 buçuk saat çalışıyorlar. Üç vardiya halinde 24 saatlik tempoda işlerine devam eden emekçiler, yeni metroları en kısa zamanda vatandaş ile buluşturmanın azim ve gayreti içindeler. Gün ışığını ise sadece öğlen arasında görebiliyorlar.

Tünel içindeki oksijen miktarını gereken düzeyde tutabilmek için, havalandırma kanalları ve fanlarla derinlere temiz hava sirkülasyonu sağlanıyor. Çünkü tünellerdeki toz miktarı çalışanlar için en önemli sağlık tehditlerinin başında geliyor. İstanbul metrolarında tünel derinliği ortalama 30 ila 70 metre civarında. Tünellere erişim ise dikey şaftlardan sağlanıyor. Yani, bir işçi yaklaşık 11 katlı bir bina yüksekliğindeki bu yapıdan günde en az 4 defa inip çıkmak zorunda.

Zeminin yumuşaklığından dolayı, zaman zaman çökme hadiseleri yaşanabiliyor. Bu riski en aza indirebilmek için, mühendis ve tekniker ekibi, çalışmaları büyük bir titizlikle yürütüyor. İstanbul Bülteni ekibi olarak, Avrupa Yakası Raylı Sistem Müdürlüğü ve yüklenici firmanın birlikte yürüttüğü, Fulya’daki Kabataş-Mecidiyeköy arasındaki
metro şantiyesini ziyaret ettik. Bu yılın ilk yarısına yetiştirilmesi planlanan projenin sorumlu mühendisleri ve işçileri ile onlarca metre derinlikte buluştuk, yerin altında çalışmanın zorluklarını onlardan dinledik.

Fahrettin Öner İBB Anadolu Yakası Raylı Sistem Müdürü “Tünel ve derin yer altı istasyonu inşaatlarında çalışmanın, yüzey yapılarında çalışmaya kıyasla oldukça zor tarafları var. Gün yüzü görmeden çalışılıyor, gün ışığı görmeden… Aldığınız nefes bile havalandırma kanallarından tünele taşınan havadan sağlanıyor. İş makinalarının egzoz dumanı, yüzey yapılarında çalışan işçiler için sorun teşkil etmezken, tünel işçileri için zaman zaman konfor düşürücü bir etken olabiliyor. Karınca yuvası misali; hareketin son bulmadığı, zorluğun hiç bitmediği hummalı bir çalışma ortamıdır, tünel. Aynı zamanda; farklı noktalardaki tünel aynalarında çalışan ekipler arasında tatlı bir rekabetin yaşandığı, hem teknik elemanlar hem de işçiler için ‘asker arkadaşlığı’ benzeri dostlukların oluştuğu bir çalışma ortamıdır, tünel inşaatları.”

Ersin Baykal İBB Avrupa Yakası Raylı Sistem Müdürü “Şartlar çok zor. Beklemediğiniz bir anda tünel içerisindeki bir boşluk, su yolunu bulduğu anda göçükler yaşanabilmektedir. Jeolojik, sondaj ve jeoteknik verileri çok iyi okumaktayız. İşçilerimiz için aldığımız önlemler, uluslararası iş güvenliği standartlarına uygun şekildedir. İşçilerimizin sosyal yaşamları için, tünellerin koşulları uygun değil; ama merkez şantiyelerimizde kurduğumuz kamplarda lokaller ve spor sahalarımız mevcuttur. Hijyen ve konfor seviyesini en yüksekte tutuyoruz.”

Ali Hazar Proje mühendisi “İstanbul’un 30 ile 70 metre arası derinliklerinde 7/24 çalışmaktayız. Güvenlik tedbirlerimizi en yüksek seviyede tutuyor, vatandaşımızın çalışmalardan en az seviyede etkilenmesine özen gösteriyoruz. Yerin altında çalışmak, yerin üstünde çalışmaktan çok farklı. Burada havalandırma konusunda çok dikkatli olunmalı. İstanbul’un topografyasına ayak uydurmak zorundayız. Yerin altında çalışmak, fedakarlık gerektiren bir iş. Genç mühendislerimiz çok tercih etmiyor; ama alışan çabucak alışıyor.”

Yüklenici firma işçisi “16 senedir metro şantiyelerinde çalışıyorum. İstanbul’da yapılan 5 metroda projesinde de çalıştım. En çok tozlardan rahatsızlık duyuyoruz. Mesleğe başladığım günden bugüne baktığımda, bütün zorluklara alıştık. Onlarca senedir bu işi yapmamın nedenini, iş güvenliği açısından alınan yüksek tedbirler olarak gösterebilirim. Ama bana soracak olursanız, çocuğum okusun, bu işi yapmasın.

Yüklenici firma işçisi “Metro projelerinde 11 senedir çalışıyorum; çalışmak zorundayız… Vatandaş için ‘riskli’ gelen şeyler bizim için artık sıradan hale geldi. Seneler geçtikçe bu işin zorluklarına alışıyoruz; ama ailemize ve çocuklarımıza duyduğumuz hasretin üstesinden gelmekte hâlâ zorlanıyoruz”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*