İstanbul'daki Dingonun Ahırları

İstanbul’daki Dingonun Ahırları :Beyoğlu Taksim Meydanı’ndaki Su Maksemi arkasında bulunan ve ‘Dingo’nun Ahırı’ olarak bilinen alanda şimdilerde Nostaljik Tramvayın tamirhane ve deposu bulunuyor
Dilimize dolanan Dingo’nun ahırı deyimi nereden geliyor hiç merak ettiniz mi? Bu deyimin geçmişi 1800’lerde Taksim’de atlı tramvaylara duraklık eden Dingo adlı bir Rum’un ahırına dayanıyor. İstanbul belgeseleriyle tanınan Levent Akın, Taksim’de büyüklüğüyle ün salan Dingo’nun Ahırı’nın en büyüğünün aslında Şişli’de olduğunu söylüyor.

Şişli’de atlı tramvaylar sefere hazırlanıyor (1890)
“Dingo’nun ahırı gibi giren çıkan belli değil” cümlesini hayatımızın çeşitli zamanlarında kullanmışızdır. Peki bu deyim nereden geliyor hiç düşündünüz mü? Bilmeyenler için İstanbul belgeselleriyle tanınan TRT Belgeselcisi Levent Akın anlattı:“İstanbul’da 1871’den itibaren hizmete giren ilk atlı tramvaylar şehrin yokuş bölgelerinde tek, eğimli olmayan yollarında ise çift katlı olarak hizmet veriyordu. Tramvaylara çift at koşulur, ağır vagonlar yokuş başına geldiğinde civarda bekletilen bir çift at daha bağlanır, meyilli hat böylece aşılırdı. Tramvaylara koşulan atların bulunduğu ahır, şu an Taksim’de elektrikli tramvayların tamir edildiği bölge Fransız Kültür Merkezi’nin hemen yanı.

Ahır kahyası Dingo isimli Rum bir ihtiyardı. Sık sık başında bulunduğu ahırı meyhaneye giderken boş bırakan Dingo, ahırda olmayınca yorulan atları dinlendirmek için vagonlara at tedarik eden seyisler ahıra diledikleri gibi girip çıkar, yedeğe alınmış yorgun atlara yem verir ve yokuş tırmanacak atları vagonlara bağlamak için alırmış. Bu durum o günden bu güne İstanbullular arasında gireni çıkanı belli olmayan yer anlamında “Dingo’nun ahırı” deyimiyle kullanılmış…

Beyoğlu Belediyesi önünde yazlık tramvaylar (1910)
1871’de tamamlanan Azapkapı- Beşiktaş hattı seferlere de akabinde başlamıştı. Hat boyunca Karaköy, Kabataş ve Beşiktaş’ta olmak üzere üç durak ve bekleme salonu inşa edilmişti. Tramvayların durakların dışında durması da yasaktı. Bu hat ilk atlı tramvay hattıydı. Hattın o dönemki ücreti ise Azapkapı ve Beşiktaş’tan Kabataş’a 40 para, hattın tamamı ise 80 paraydı. Bu atlı tramvayların vagonları Viyana’dan atlar ise vagonları taşıyabilecek güçteki katana adlı Macar atlarından seçilmişti. Atların bulunduğu en büyük ahır aslında Taksim değil. Şişli’deki AVM’nin olduğu bölge büyük bir atlı tramvay deposuydu.
O ATLAR 5 AYDA 721 BİN YOLCU TAŞIDI
Şehrin ulaşımını sağlayan atlı tramvaylar gün geçtikçe daha da rağbet görüyordu. Her ilden talep sesleri yükseliyor gün geçtikçe hattın uzunluğu da artıyordu. Öyle ki 1871’de hizmete açılan hatlardan Galata-Beşiktaş hattı 5 ayda 721 bin 957 yolcu taşımıştı. Eminönü-Aksaray hattı ise sadece 42 günde yaklaşık 155 bin yolcuya ulaşmıştı. Böylece toplam 876 bin yolcudan 1 milyonu aşkın kazanç sağlamıştı atlı tramvaylar.”

DİNGO’NUN AHIRI ARTIK KAFE
Kent ulaşımında büyük bir kolaylık sağlayan atlı tramvayların tarihi günümüze bir deyimle ulaşsa da bu tarihi sadece bir deyim değil aynı zamanda bir kafe de yaşatıyor.
İstiklal Caddesi’nde Fransız Kültür Merkezi’nin hemen yan sokağında varlık gösteren şimdilerde tramvay tamirhanesi olan “Dingo’nun ahırı” tamirhanenin yanında bir kafe olarak günümüze ulaştı. Kafenin sahibi Ali Haydarbatur bölgenin tarihinden esinlenerek işlettiği kafenin adını da “Dingo’nun Ahırı” koymuş.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*