Metrobüs maratonu başlıyor

metrobusun arizali asansor ve merdivenlerinde onarim basliyor
metrobusun arizali asansor ve merdivenlerinde onarim basliyor

Oh… Makyajınızı yaptınız, saçınıza fön çektiniz iki dirhem bir çekirdek giyindiniz işe, okula gitmeye hazırsınız. Emin olun metrobüse bindiğinizde fönünüz, nemli bir havada bozulan fönden çok daha erken bozulacak. Makyajınızın yanınızdakinin üzerine bulaşmasının önüne ise hiçbir şey geçemez…. Mini etekle yüksek topuklu ayakkabıyı aklınızdan bile geçirmeyin, tek ayak üzerinde durmanız gerekebilir. Türk standartlarının üzerinde bir uzunluktaysanız mesele yok, değilse yanınızda uzun boylu bir arkadaşınız olmasında fayda var, zira araçlar Hollanda imalatı olduğundan tutacak yerleri ancak 1.70 ve üzerinde uzunluktaki insanlara göre. Metrobüsün içindeyken zayıfladığınızı sanabilirsiniz; yoksa bu kadar insanın nasıl sığar ki bir otobüse. Ne Karatay diyeti ne de Dukan Diyeti sizi bu kadar hızlı zayıflatamaz ama maalesef. indiğinizde eski hacminiz yerine gelecek. Her gün Cevizlibağ-Avcılar arası yolculuk yapıyorum, ama halime şükrediyorum çünkü Beylikdüzü’nden gelenler de var. Çok şükür ki o kadar uzak mesafede değilim. Okullar açıldı, trafik iki katına çıktı. Eee yeni yeni üniversite öğrencileri de geldi. İşte bu yeni gelen genç üniversiteli kadınlara ve işe yeni başlayan, yolu bir şekilde metrobüsle kesişen herkesle bir gün mutlaka bir yerlerde karşılacağız diyerek nacizane metrobüse binme ve inme önerilerim olacak Nasıl binmeli, nasıl inmeli? Dediğim gibi okullar açıldı, bu da demektir ki Avcılar’da köprü üzerinde başlayan kuyruk artık en iyi ihtimalle köprünün ayağına kadar uzanacak. Sakin olun, paniklemeyin hedefe ulaşmak için önce köprü üzerindeki seyyar satıcıları geçmeniz gerekecek. Akbilinizin dolu olduğuna emin olun. O kuyruğa girdikten sonra asla çıkamazsınız unutmayın. Merdivenlerin başına geldiğinizde penguen yürüyüşüyle yavaşça ilerleyin. Öndekilere dikkat edin çarpmayın, arkadakiyle mesafeyi iyi ayarlayın araya sızmaya çalışanlar olabilir. İşteee yaklaştınız az kaldı, akbilinizi çıkartın, sabredin öndeki şimdi basıcak akbilini ve sıra size gelecek derken “dıdıdt dıdıt” bu sesi duyduğunuzda sakin olun. Korkmayın, sadece akbili bitmiş. Yardım etmezseniz çok zor durumda kalabilir. Unutmayın, yapacağınız bir davranışla kahraman olabilirsiniz. Size fazla kontörünüz olup olmadığını soracak. Varsa yardımcı olacaksınız ama yardımcı olmadan önce bilmeniz gerekenler var. Size ne kadar ödemesi gerektiğini bilmelisiniz. Yeni sistemle, 3 durak gidecekse 1.6 TL isteyin, 8-9 durak gidecekse 2.6 TL, durak sayısı daha fazla ise 2.9 TL.  Bu arada arkadakilere dikkat, siz para alışverişi yaparken sabırları tükenebilir. İlk duyacağınız cümle “hadisene kardeşim sizi mi bekleyeceğiz sabaha/akşama kadar” Eğer biriniz “patlama kardeşim, ne acelen var” derse işte fitil o zaman ateşlenmiş ve çevredeki metrobüs maratoncuları da konuşmaya dahil olmuş olabilir. Size tavsiyem sakinliği asla elden bırakmayın, hedefe yaklaşmanıza çok az kaldı, lütfen sabredin. Metrobüse binmek için gelecek olan metrobüs körüklü olursa en son kapının açılacağı yere kadar ilerleyin. Bütün kapılar aynı anda açılacağından ve her kapıdan maratoncular içeri gireceğinden tek yönlü olarak en sondaki kapıya yanaşın ve hedefiniz en sol yani metrobüsün en arka tarafı olsun. Unutmayın en arkadakiler en öne geçmek için sizden daha hızlı hareket edecekler, bu metrobüsün olmazsa olmaz kuralıdır. Metrobüste oturmayı düşünüyorsan, boş metrobüs gelene kadar beklemelisin. Tabi bu arada arkadakiler “binmiyosan çekilsene kardeşim” diyecek, nazikce binenlere yol verdiğinde emin ol sıranın en arkasında kalmaya devam edeceksin ve asla o metrobüse binemeyeceksin. Boş metrobüs geldiğinde unutma marotondasın ve çok hızlı hareket etmelisin. Kadınlar için birkaç bilgi… Eğer hamileyseniz ya da yanınızda çocuğunuz var ise, “düşüncesiz bencil bir anne-kadınsınız utanmadan bu halinizle bu kalabalıkta bu metrobüse binmeye çalışıyorsunuz. Hadi kendinizi düşünmüyorsunuz çocuğunuzu da mı düşünmüyorsunuz? Ya ezilirseniz ya çocuğun ayağının üzerinden metrobüs geçerse, ya o çocuk düşerse… Bu halinle metrobüste ne işin var…” Metrobüse binmek için ortopedik bir ayakkabıya ya da spor ayakkabıya ihtiyacınız olacak. Çantanız omuzdan askılı değil, boynunuzdan çapraz bir şekilde olacak ve sağ ve sol kroşenin ne olduğunu bilmeli ve sizi taciz edeni bulmak için refleksleriniz hızlı olmalı. Birkaç da küfür öğrenseniz fena olmaz. Unutmayın, hedefiniz ayağınızın üzerinden metrobüsün geçmesi pahasına o metrobüse binmek. Şöför, “Kelime-i Şahadet getir, frenler tutmuyor!” dediğinde sakın etrafta kamera arama zira bu bir kamera şakası değil, gerçek. Bilmiyorsan da merak etme koro halinde söyleneceğinden arada kaynarsın zaten. Oturduysan… Eğer oturma şansına erdiyseniz şükredip yanınızdakine de “gazan mübarek olsun” demeyi ihmal etmeyin. Bitti mi? Hayır tabi, her durakta, inen yolcudan çok binen olacaktır, gençler daha atik olduğundan yaşlılar ayakta kalacak. Her kapı açıldığında kapıya yakın olanların ezilme tehlikesi geçirmesi, oturduğun müddetçe bağlamaz. Yaşlı bir kadın sana doğru yaklaşıyorsa hemen uyuma numarası yap, bu da en iyi cama dayanarak olur unutma. Şaşırma yanındakinin bacağına sarılanlar boyları kısa olup tutacağa yetişemeyenler. Metrobüs içinde telefon konuşmalarını asla başka bir yerde paylaşmamalısın. İspiyonculuk ayıptır. Sana ne henüz araç Cevizlibağ’dayken Söğütlüçeşme’de olduğunu söyleyeninden, sana ne dersanede, işte olduğunu söyleyeninden. Metrobüse bineceksen sır saklamayı öğrenmelisin. Uçmayı biliyorsan ineceğin durağa kadar oturabilirsin ama uçmayı bilmiyorsan ineceğin durağa yavaş yavaş yaklaşabilirsin bu arada unutmadan olası bir koltuk kavgasına sebep olmamak için lütfen selefini belirle ve “lütfen buyrun ben birazdan ineceğim diyerek yakınında duran kadına yer ver. Unutma erkeklere yer verilmez, metrobüs kuralıdır; tamam ama en azından benim kuralım. Kapı açıldığında seninle birlikte inmeyecek olan yolcuları sürüklemen gayet doğal, bu kuraldandır. İndikten sonra büyükten küçüğe doğru hükümet, belediye başkanı ve bize patates çuvalı muamelesi yapan herkesi ve her kurumu ve buna izin veren diğer bizleri anmayı da ihmal etme, nasıl anacağın tamamen sana kalmış.

Kaynak : Esen Aktaş – Evrensel

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*