Haydarpaşa Dayanışması Israrlı: İstanbul’a Gar Gerek

Haydarpaşa Dayanışması Israrlı: İstanbul’a Gar Gerek
Haydarpaşa Dayanışması Israrlı: İstanbul’a Gar Gerek

Haydarpaşa Garı ve Limanı bir süredir unutulmuş durumda. Garın arka tarafında süren arkeolojik kazı, arada Kadıköylülerin gündemine giriyor, fakat garda süren restorasyon çalışması daha sessiz biçimde yürütülüyor. Haydarpaşa Garı ve Limanı’nın yakın dönem tarihinde buranın korunması için yürütülen mücadele bir sonuca bağlanmamış durumda, aslında devam ediyor.

Haydarpaşa Dayanışması, Pazar günleri merdivenlerde “nöbet” etkinliğini sürdürüyor. Restorasyon ve kazı sonrasında Haydarpaşa Garı’nın ulaşım zincirine geri döndürülmesi ve eski rolünü üstlenmesi isteniyor. Dayanışmada yer alan isimlerden Birleşik Taşımacılık Sendikası İşyeri Temsilcisi Tugay Kartal ile daha önce yapılanları ve son durumu konuştuk.

Bugüne dek Haydarpaşa Dayanışması neler yaptı, onları özetler misiniz?

Kurul kararlarına itiraz edildi, planlara itiraz edildi. Haydarpaşa Gar ve Liman Sahası’nda dönüşüm için birçok olasılık gündeme gelmişti. Bunlardan bir tanesi, 2020 olimpiyatları ülkemize verilmiş olsaydı, Haydarpaşa gar ve çevresinde olimpiyatlara yönelik bir takım değişiklikler yapılacaktı, stadlar yapılacaktı, yüzme alanları yapılacaktı. Birtakım değişiklikler yapmaya niyetlendiler.

Yangınlar: Dönüşüm projelerine altlık oluyor

Daha sonra Haydarpaşa yangını… İstanbul’da biliyorsunuz ki, birçok dönüşüm ve imar projelerine yangınlar altlık oluşturuyor. Haydarpaşa’daki yangın için “direkt budur” diyemeyeceğiz ama nereden bakılırsa, dönüşüme altlık oluşturacaktı. Haydarpaşa Gar restorasyon projesinin ilk etabında Haydarpaşa Gar çatı katına ticari fonksiyon verilmişti. Buna hem Dayanışma’nın, hem Kadıköy Belediyesi’nin itirazı oldu. İtiraz sonucu çatı katındaki ticari fonksiyon iptal edildi ve restorasyon projesi hem belediye, hem kurul tarafından onaylandı 2010 yılında.

2018’de restorasyona başlandı, halen devam ediyor. Birinci etabı tamamlandı. Çatı katının restorasyonu tamamlandı. Şu anda dış cephe taşlarının onarımı devam ediyor. Giriş katında da bekleme salonu restorasyonu tamamlandı, gişelerin olduğu bölüm. Restorasyon süreci için söyleyeceğimiz başka bir şey yok.

Sizce şirket gerekli özeni gösteriyor mu?

Gözlediğimiz kadarıyla gerekli özeni gösteriyorlar. Çatı katında kullanılan taşları İspanya’dan getirdiler. Dış kaplama taşları için Lefke’de, Osmaneli’de ocak açıldı. Taşları oradan getiriyorlar.

Uzun zamandır devam eden bir mücadele sürecinden bahsediyoruz, bunun kırılma noktaları ne zamanlarda oldu? Kazandığınızı düşündüğünüz ya da çok önemli yenilgi aldığınız dönemeçler ne zamanlardı?

Biz hiç kazandık demedik. Zaten öyle bir şey yapsak, Pazar nöbetlerini de bırakmış olurduk.

Gar ve liman ihtiyacı sürüyor

Peki şu anki misyonunuzu nasıl tarif ediyorsunuz. Şimdiki görev nedir?

Bugünkü görev Haydarpaşa Garı’na ulusal ve uluslararası demiryolu bakımından ihtiyaç olduğunu dile getirmek. Gar ve Liman’a olan ihiyacı kamuoyunun gündeminde tutmak.

Ama şu an Marmaray buradan kısa devre yapıyor. Yüksek Hızlı Tren de Söğütlüçeşme’den kalkıyor. Gara ihtiyaç duyulmuyor sanki…
O yeterli olmuyor işte. Haydarpaşa Garı gibi kapsamlı bir gar olmadığı takdirde, yani bu büyüklükte, kapasitede bir gar olmadığı takdirde işletebileceğiniz tren sayısı da sınırlı kalıyor. Yaptığınız bakım-onarım ve yatırım da bir işe yaramıyor. Siz hızlı tren yatırımı yapıyorsunuz, günde 4-6 tren mi çalıştıracaksınız, yarım saatte hatta 10 dakikada bir tren mi kaldırmanız gerekir?

İstanbul gibi bir metropol kentte bir tane Gar yoksa bu biraz sıkıntı. Üstelik bir değil iki garımız var ama ikisi de işlevsiz. Sirkeci de, Haydarpaşa’yla yarıştırılıyor. Sirkeci Garı’nı da demiryolundan koparmak için ellerinden geleni yaptılar.

Dünyada tek örnek: Demiryolu yerine bisiklet yolu

Oradaki son atakları da, Sirkeci ile Kazlıçeşme arasındaki çift hatlı demiryolunun tekini söküp bisiklet yolu yapıyorlar. Dünyada böyle başka bir örnek yok, kentin merkezine giden demiryolunu sök, bisiklet yolu yap… Olacak iş değil.

Bunun sebebi, bu garların arazilerine ya da konumlarına göz dikilmiş olması mı? Gar yapılmamasının sebebi ne olabilir?
Haydarpaşa’yla ilgili son yaklaşım tren getirmekti. Haydarpaşa’yla Sirkeci arasında bir de feribot taşımacılığımız var, bu feribot taşımacılığı tehlikeli eşya nakli için gerekli. Tehlikeli eşyayı ne tüpten, ne köprüden geçirebiliyorsunuz. Bunlar için denizin üzerinden giden feribotlarınız olmalı, vagonların yüklendiği. Bunları burada yüklüyorsunuz, Sirkeci’de indiriyorsunuz, oradan demiryoluyla devam ediyor. Bu taşıma için feribot iskelenin konulması kararı alındı.

Onun dışında Haydarpaşa Garı 3-4 peronlu Hızlı Tren Yolu, birkaç perona da konvansiyonel trenler için yol yapılma kararı alındı ama henüz daha plan tasarım aşamasında, onaylanmış bir plan değil.

Şu anda nasıl taşınıyor bu bahsettiğiniz malzemeler peki…
Taşınmıyor.

Nasıl yani?

Taşınmıyor.

Ne gibi malzemeler bunlar?

Petrol taşıması yapamazsınız. Parlayıcı, patlayıcı, yanıcı dediğimiz eşyayı taşıyamazsınız. Marmaray’ın ölçüsüne sığmayan eşyayı taşıyamazsınız… Bunlar şu an taşınmıyor, çok taşıma talebi de yok. Ama talep olursa taşıma şansınız yok.

Her yerde boru hattı yok, bazı durumlarda vagonla taşımak gerekiyor. Bunları şu an gördüğüm kadarıyla kamyonlarla taşıyorlar. Onların da bir dizi sınırlaması var, saat olarak izinleri var.

Yüksek Hızlı Tren’in Anadolu yakasındaki kalkış noktası Söğütlüçeşme istasyonu. Burası bir gar özelliği taşıyor mu sizce, aslında sadece bir Marmaray istasyonu gibi görünüyor…

Yok gar özelliği taşımıyor. 1974-75 civarında yapıldı orası. O dönem Salı Pazarı – Kuşdili çayırının olduğu yere bir otobüs terminali yapılması planlanıyordu, Anadolu yakası otogarı olacaktı orası. Söğütlüçeşme de bir aktarım merkezi olacaktı. O amaçla yapıldı o viyadük istasyon ama o plan hayata geçmeyince bir banliyo durağı olarak kaldı. Orası bir tren manevrası, diğer işler vs. için; gar organizasyonu için uygun değil.

Yüksek hızlı ama sefer sayısı yetersiz, çünkü gar yok

O ihtiyacı karşılayacak bir istasyon değil. O nedenle de çalışan tren sayısı az. Garda bekletebileceğiniz, arka arkaya dizebileceğiniz tren sayısı yeterli değil. Haydarpaşa olmadan bu işlerin olabilme şansı yok. Bunun yerini ne Halkalı karşılıyor, ne tüp karşılıyor. Artan yolcu ihtiyacını görüyoruz oysa.

AKP iktidarının buraya yönelik bir planı yok gibi görünüyor. En son ulaştırma bakanı bir yıl kadar önceki bir konuşmasında restorasyonun iyi gittiğini ve buranın çok güzel olacağını anlatıyor ama ulaşımla ilgili bir başlığı hiç gündeme getirmiyor…
Bu konuda bazı planları var. Bir altyapı hazırlığı yapıldı, trenlerin buraya getirilmesi için. O zaman bu kazı meselesi ortaya çıktı.

Kazı konusunu da kısaca anlatır mısınız? Restorasyon sürerken ortaya çıktı bu kalıntılar değil mi?
Buradaki restorasyon devam ederken, yönetimdekiler Haydarpaşa Gara trenleri getirmeye karar verince, yapacakları düzenlemeleri bir plan haline getirdi ve kurula gönderdi. Bunun üzerine kurul da “Siz inşaat yapacaksanız, önce ben bunun altını bir kazayım” dedi.

Burada gar sahası sökülmeden kalsaydı kazı olmayacaktı. Kurulun ellerinde buranın durumuna ilişkin belgeler var.

Son olarak peronları kazdılar, onların altına bakıyorlar. Buralarda pek bir şey çıkmadı.

Peki bu halde Gar nasıl geri gelecek?

Bu konu bizim için çok çetrefilli bir durum ortaya çıkardı: Arkeolojiden yana mı olacağız, ulaşımdan yana mı olacağız? Çevrimiçi toplantılarda, birçok buluşmada bu konular tartışıldı; arkeologlarla konuşuldu. En son yaklaşımımız şu oldu: İkisi de bir arada yaşatılabilir dedik. Ortak bir çözüm yolu bulundu: Çok değerli olan kısım korunacak. Onun dışındaki arkeolojik değeri olan ve sergilenmesi mümkün olmayan eserlerin üzeri kapatılacak. Taşınması ihtiyacı olanlar taşınacak. Ondan sonra raylar döşenip, bir kısmı arkeolojik ortam olmak üzere Gar yeniden işlev kazanacak.

Toplum, Kent ve Çevre için Haydarpaşa Dayanışması

Haydarpaşa Dayanışması’nın kuruluşu 13 Mayıs 2005 gününe denk geliyor.

Haydarpaşa Garı’nın trenlerle, yolcularla ilişiğinin kesilmesi 31 Ocak 2012’de son trenin buradan gidişiyle başlıyor. 2013 yılının 13 Haziran günü de banliyö trenleri son buluyor; Marmaray ve Yüksek Hızlı Tren (YHT) çalışmaları bunun gerekçesi olarak gösteriliyor.

2012 yılının 5 Şubat gününden itibaren Haydarpaşa Gar merdivenlerinde 514 Pazar nöbeti tutulmuş durumda. Bugün 515’inci nöbet gerçekleştiriliyor. Perşembe günleri daha çok kültür-sanat içerikli 200 kadar etkinlik yapıldı. Kadıköy’ün doğal kalmış tek kıyısı olan Haydarpaşa kıyıda “Mavi Sandal Buluşmaları” yapıldı. Kızıltoprak Emekli Derneği’nde de Kızıltoprak Telakisi adı verilen yılbaşı buluşmaları düzenleniyor.

Dayanışma, İstanbul’da ya da Türkiye’nin başka bölgelerindeki kent sorunları ya da başka meselelerle de ilgileniyor. Validebağ korusu, Kadıköy’e cami yapılması, Soma madencileriyle dayanışma bunlardan bazıları…

Dayanışma, Gar’ın hafızalardaki yerini canlı tutmak için var gücüyle çalışıyor. Kitaplara, romanlara, hikayelere Haydarpaşa’yı aktarmanın yol ve yöntemlerini deniyorlar. Tugay Kartal’ın aktardığına göre, Ben Hopkins’in çektiği “Bir Hasret” isimli belgeselde toplam 55-56 saniye Haydarpaşa Dayanışması’nın merdivenlerde yapılan bir etkinlik yer almış.

“Haydarpaşa Güncesi” adı altında Dayanışma’nın eylem ve etkinliklerinin sunulduğu bir doküman pdf haline getiriliyor. Yaklaşık 50 yazar ve 80 kadar öyküden oluşan bir kitap çıkarmaya hazırlanıyorlar.

Kadıköy Belediyesi’nin hazırladığı bir kitap var, buna Dayanışma’dan isimlerden söyleşiler alınmış, ancak kitabın yüksek bir satış fiyatı olduğunu söylüyor Tugay Kartal. Kendi hazırladıkları kitabı bedava dağıtacaklarını, “Kadıköy Belediyesi gibi parayla satmayacaklarını” söylüyor.

Kaynak: HaberSol

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*